Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/12566 E. 2014/20175 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12566
KARAR NO : 2014/20175
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY(KAPATILAN) 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2013/7-2013/106

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy (Kapatılan) 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/11/2013 tarih ve 2013/7-2013/106 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin Japonya’da mukim Y.. şirketinin Türkiye distribütörü olduğunu, davalı şirketin ise davacıdan toptan Y.. marka flüt alıp sattığını, davalının müvekkiline çektiği ihtarname ile tek satıcılık sözleşmesine aykırı davrandığını belirterek müvekkilinin distribütörü olduğu şirkete kendilerini şikayet etmekle tehdit ettiğini, davalı ile davacı arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunmadığını, davalı şirketin Y.. M..Europa G.. Şirketi’ne e-posta göndererek müvekkilini şikayet ettiğini, kötü niyetli hareket eden bu firmanın beyanlarının yabancı firma tarafından kabul edilmediğini ancak dikkat edilmesi gerektiğinin anılan şirket tarafından davacıya bildirildiğini, davalının bu eylemlerinin iktisadi rekabetin iyiniyet kurallarına aykırı olan aldatıcı davranış veya başka surette her türlü kötüye kullanımı nedeniyle haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, müvekkilinin E.. Ofis. Ltd. Şti. ile 2006 yılında tek yetkili satıcılık sözleşmesi yaptığını, söz konusu sözleşmenin farklı bir tüzel kişiyle yapıldığını, davalı şirketin bu sözleşmeye dayanarak hak talep etmesinin mümkün olmadığını, sözleşmenin 31/12/2006 tarihinde sona erdiğini, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir.
Davalı/k.davacı vekili, müvekkil şirketin davacı ile haksız rekabet teşkil edecek hiçbir eyleminin söz konusu olmadığını, E..Ofis Araç. Ltd. Şti’nin 2008 yılından itibaren E.. Ofis Kırtasiye Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. üzerinden devam ettiğini, o tarihten bu yana da söz konusu flütlerin tek yetkili satıcı olarak pazarladığını, davacının ürün teslimindeki gecikmeleri, 2009 yılında gönderilen bir kısım ürünlerinin barkodsuz ve kullanım kılavuzu olmadan gönderilmesi sebebiyle sahte imajı yaratılması şeklindeki sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle bu durumun üretici firmaya bildirileceğinin ihbar
edildiğini, müşterilere sevk edilen ürünlerdeki bu çok ciddi ayıp nedeniyle eleştiri ve iadelerinin söz konusu olduğunu, 2009 yılında teslim edilmesi gereken 50.000 adet flütün 17.500 adetin gönderilmeyerek bu şekilde de sözleşmeye aykırı davranıldığını, tek satıcı olmasına rağmen davalının başka firmalara da flütleri vererek haksız rekabet teşkil eden davranışlarda bulunduğunu, davacının .. flütlerinin tanıtımı ile ilgili olarak masraflar yaptığını ve akde aykırılık nedeniyle zarara uğradığını belirterek, asıl davanın reddini, birleşen davanın ise kabulü ile 5.000 TL maddi 15.000 TL manevi zararın davalı/karşı davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı ile dava dışı şirket arasında 2006 yılında imzalanan sözleşmenin feshedildiğine ilişkin taraflarca gönderilmiş bir bildirim veya ihtarname olmadığından sözleşmenin tarafı olan Ersan Ofis. Ltd. Şti’nin davalı şirket ile birleşmesi sonucu somut olaya konu olan sözleşmenin sona ermeden devam ettiği, zira davacı şirketin 2008 ve 2009 yıllarında iyiniyet ve güven uyandırarak sözleşmede belirtilen miktarlarda mal satışına devam ettiği, bu nedenle de taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunmadığı yönündeki davacı/karşı davalı iddialarına itibar edilemeyeceğinden davacının manevi tazminat isteminin reddi gerektiği, davalı/karşı davacının talepleri yönünden ise, davalı/karşı davacının teslim aldığı ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin olarak basiretli bir tacirin teslim aldığı ürünlerin kontrol ederek varsa eksiklikleri kısa sürede karşı tarafa bildirme yükümlülüğü var iken davalı/karşı davacının dilekçesinde belirttiği ve açık ayıp niteliğinde olan eksiklikleri kontrol etmeden ürünleri müşterilere dağıtması ve bundan sonra şikayetlere dayalı ayıp iddiasında bulunmasının süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığından bu yöndeki iddialara itibar edilemeyeceği, davacı/karşı davalının başka şirketlere teklif gönderdiği bilirkişi raporunda bildirilmiş ise de, bundan dolayı uğranılan zarara yönelik istemlere ilişkin dosyadaki belgelere göre zarar miktarının tespitinin yapılamadığından bu yöndeki talebin de ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı-birleşen davada davalı vekilinin tüm, davalı-birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı-birleşen davada davacı vekili, davacı-birleşen davada davalı D.. Dış Tic. Ltd. Şti’nin haksız rekabet teşkil eden davranışlarda bulunduğu iddiasının yanında aynı zamanda aralarındaki tek satıcılık sözleşmesini ihlal ederek başka firmalara teklif gönderdiğini ve mal teslimatı yaptığını ve bu nedenle müvekkilinin zararına yol açtığını da iddia ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda da, sözleşmenin yürürlükte olduğu 2009 yılı içerisinde davacı-birleşen davada davalı D..Dış Tic. Ltd. Şti’nin tek satıcılık sözleşmesine aykırı davrandığı belirlendiğine göre, mahkemece bu nedenle davalı-birleşen davada davacının bir zarara uğrayıp uğramadığının araştırılması, davacının gerçek zararının ispatlanamadığı durumlarda BK’nın 42. maddesi hükmünün kıyasen uygulanması ile uygun bir tazminata hükmetmek gerekeceği gözetilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı gerekçeyle birleşen davanın tümden reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, mahkemece asıl davanın reddine karar verilmesine rağmen davası reddedilen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olup davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan taraf yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı-birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 25,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacıya iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.