Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/12326 E. 2014/18220 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12326
KARAR NO : 2014/18220
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : DİNAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2014/185-2014/197

Taraflar arasında görülen davada Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/05/2014 tarih ve 2014/185-2014/197 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Dinar’da halıcılıkla uğraşan bir esnaf olduğunu, önceden tanımadığı kendisini Y. D.. olarak tanıtan, isminin sonradan F. Y.. olduğu tahkikatla anlaşılan kişinin müvekkilini telefonla arayarak İzmit, Adapazarı ve İstanbul’da mobilya ticareti ile uğraştığını, müvekkilinden halı almak istediğini kargo ile kendisine Halk Bankası’nın bir müşteri çekini gönderdiğini, müvekkilinin çek sahipleri hakkında gerekli tahkikatın yapılması için …. Bankası Dinar Şube Müdürlüğü’ne uğrayarak gerekli tahkikatı yaptırdığını, çekin sağlam olduğu konusunda kendisine garanti verilince halıları kargo ile gönderdiğini, çeklerin vadesi geldiğinde müvekkilinin banka şubesine uğradığını, çekin sahte olduğunun anlaşıldığını, davalı bankanın yanıltıcı bilgi vermesi nedeniyle hizmet kusurunun bulunduğunu ileri sürerek, 29.700 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının tazminat isteminin zamanaşımına uğradığını, açılan davanın hiç bir hukuki dayanağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, çekin davalı tarafından araştırılarak davacıya çekle ilgili bilgi verildiği, davalı bankanın, çekin sağlam olduğunu bildirmesine rağmen, sahte çıkması ve bu nedenle davacının çek bedeli olan 24.700 TL tutarında zarara uğramasından, sorumlu bulunduğu, ayrıca davalının bu eylemi nedeniyle davacının ticari itibarının zedelendiğinin açık olduğu, gerekçesiyle davanın kabulü ile 24.700 TL maddi tazminatın, 10/10/2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 3.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, davacının da akidini seçmede özensiz davranıp davranmadığı ve müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı üzerinde durulmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Öte yandan, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (6098 sayılı TBK’nın 58.) maddesinde gösterilen koşulların somut olayda oluştuğundan söz edilemez. Her sözleşmeye aykırılık tek başına manevi tazminatı gerektirmez. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için aynı zamanda kişilik haklarına yönelik bir saldırının da mevcudiyeti gerekir. Somut olayda, böyle bir durum bulunduğuna ilişkin bir delil de dosyada bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.