YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12277
KARAR NO : 2014/20149
KARAR TARİHİ : 22.12.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2014
NUMARASI : 2012/166-2014/50
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17/03/2014 tarih ve 2012/166-2014/50 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Ç.. Ç.. Endüstrisi A.Ş’ye kredi kullandırdığını, diğer davalıların kredi sözleşmesinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduklarını, kredi borçlusu davalı lehine Union Bank Switserland’a hitaben toplam 1.173.200 USD aval kredisi tahsis edilip gerekli taahhütlerin müvekkili bankaca verildiğini, davalıların poliçe bedellerini yatırma taahhütlerini yerine getirmemelerine rağmen 07.03.1988 tarihinde muhabir bankanın talep ettiği 2.092.094 USD’nin aval veren olarak müvekkilince transferinin gerçekleştirildiğini, bu itibarla müvekkilinin kredi sözleşmesinden doğan alacağı oluştuğunu, kısmi tahsilattan sonra davalıların borçlarının 923.620.339 TL’ye düştüğünü, davalıların borçlarını ödemek yerine açtıkları menfi tespit davasının halen devam ettiğini, menfi tespit davasının açıldığı 21.03.1998 tarihinde alacaklarının 957.149.318 TL’ye ulaştığını ileri sürerek müvekkilinin 21.03.1988 tarihi itibariyle 957.149.318 TL olan kredi alacağının 21.03.1988 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş olan ve dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek olan Genel Kredi Sözleşmesi ve Ek Taahhütname hükümleri gereğince üçer aylık devrevi faiz hesabıyla müvekkilince uygulanan en yüksek kredi faizi, %5 BSMV’si ve giderleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 08.06.1998 tarihli ıslah dilekçesi ile dava tarihi itibariyle alacaklarının 41.752.118.834.643 TL’ye ulaştığını belirterek şimdilik 11.112.000.000.000 TL’nin üçer aylık devre faizi hesabıyla müvekkilince uygulanan en yüksek kredi faizi ve BSMV’si ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili, davaya konu kredinin bir gayri nakti kredi olduğunu, özel tespit edilen kredi faizi ile birlikte gerekli ödemenin yapılmasıyla gayri nakdi kredi ilişkisinin sona erdiğini, buna rağmen fazla istem yapılınca bu fazla istem hakkında menfi tespit davası açıldığını, kesinleşen mahkeme kararı ile 21.03.1998 tarihi itibariyle müvekkili borcunun sadece fer’i nitelikli temerrüt faizi ve transfer komisyonu farkından oluşmak üzere 155.519.095 TL olarak tespit edildiğini, anılan kararın kesinleştiğini, temerrüt faizine tekrar faiz yürütülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların ödeme yaptığı 02.12.2005 tarihine kadar avans faizleri üzerinden yapılan hesaplamada ve ödenen bedelin mahsubu sonucu 32.729.58 TL toplam alacak tespit edildiği, 27.12.2004 tarihli kararın sadece davacı vekili tarafından temyizi üzerine kararın bozulduğu, kararın 1 ve 3 numaralı fıkraları yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğu, davacı bankanın transfer komisyon alacağı ve temerrüt faiz alacağı konularında karar oluşturulması gerektiği, bozma ilamı kapsamında davalılar tarafından yapılan ödemenin tazminat hesabında değerlendirilmesi sonucu 32.729,58 TL munzam zarar alacağın 7.867,52 TL asıl alacağına ödeme tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davacının transfer komisyon alacağından kaynaklanan 518,43 TL’nin 56,49 TL asıl alacağına 03.06.1997 dava tarihinden itibaren işleyecek %89 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi ile birlikte, 81,35 TL temerrüd faizi alacağının faiz yürütülmeksizin, 2.729,58 TL munzam zarar alacağının 7.867,52 TL asıl alacağına 02.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin tashih talebi üzerine mahkemece, hüküm fıkrasının 3’üncü bendindeki 2.729,58 TL munzam zarar alacağının ibaresi “32.729,58 TL munzam zarar alacağının” olarak tashih edilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Davalılar vekilinin tashih kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin, 6100 sayılı HMK’nın 304. maddesine göre verilen tashih kararına yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraf vekillerinin asıl hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Ancak, dava kısmen reddedildiğine göre, harcı yatırılan dava değeri üzerinden kısmen reddedilen miktar hesaplanarak kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12’nci maddesi ve 3’üncü kısmı uyarınca nispi vekalet ücretine hükmetmek gerekirken aynı tarifenin 12/2’nci maddesine yanlış anlam verilerek hükmedilecek vekalet ücretinin davanın kabul edilen miktarını geçemeyeceği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu yönden davalılar yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tashih kararına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl hükme yönelik davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin asıl hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 22/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.