Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/12236 E. 2014/18274 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12236
KARAR NO : 2014/18274
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : HENDEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2014
NUMARASI : 2014/101-2014/394

Hasımsız olarak görülen davada Hendek Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/06/2014 tarih ve 2014/101-2014/394 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin hamili bulunduğu Vakıfbank Hendek Şubesi’ne ait 46716 ve 4….nolu çekleri kaybettiğini belirterek çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, davacının hamili bulunduğu çeki kaybettiği, yapılan ilanlara rağmen çek yaprağının ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne 4…. nolu çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın, kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 tarih ve 1991/7 esas, 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir.
Somut olayda, mahkemece kısa kararda davanın kısmen kabulü ile 46717 seri nolu çekin zayi nedeniyle iptaline, 46715 seri nolu çeke ilişkin davadan feragat edilmiş olmakla davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, davanın kabulüyle, 4… seri nolu çeki davacının zayi etmesi nedeniyle iptaline, şeklinde hüküm kurulmuştur. Buna göre, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılmaması, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olması doğru görülmemiş hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bozma sebep ve şekline göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.