Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/12062 E. 2015/8489 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12062
KARAR NO : 2015/8489
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2013/686-2013/449

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19/12/2013 tarih ve 2013/686-2013/449 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 16/06/2015 günü hazır bulunan davacıvekili Av.A. N. C. ile davalı vekili Av. M. H. Ç. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde nakliyat rizikolarına karşı sigortalı 1.800 karton, 21.600 kg. ağırlığındaki kuru incir cinsi emtianın T.-A.’dan Almanya’ya nakledilmek üzere 27.09.2004 tarihli CMR senedi ile davalıya ait …plakalı kamyona tam ve sağlam olarak teslim edildiğini, emtiaların bulunduğu aracın G.’te 28.09.2004 tarihinde trafik kazasına karışıp yola devam edememesi nedeniyle sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda davalıya ait ..plakalı başka bir araca aktarıldığını, aracın R./A.’da bulunan alıcı firmaya ulaşması akabinde emtia araçtan tahliye edilmeden evvel araç üzerinde yapılan ilk kontrollerde sigortalı emtianın tamamının ıslak olduğu 505 karton emtianın ıslanmadan dolayı ciddi bir şekilde hasarlandığı görülerek CMR senedi üzerine hasara ilişkin şerh düşülmek suretiyle derhal imha edildiğini, daha sonra yapılan kontrollerde 1295 karton emtianın muayenesinde ise karton kutuların ciddi oranda nemli ve bazılarının kurumuş olduğu, paketlerde küf oluştuğunun görülüp, emtianın tamamen nihai tüketiciye satılma vasfını yitirdiğinin tespit edildiğini, araçta yapılan incelemede emtianın yüklü olduğu araç dorsesinin brandasında tavan kısmına denk gelen bir yerde yırtık olduğu, bu yırtıktan sızan suyun hasara sebebiyet verdiğinin görüldüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla (110.237,57) YTL’nın sigortalısına ödeme tarihi olan 17.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hasarın gemiye kadar olan taşıma kesitinde meydana geldiğini kanıtlayan hiçbir delil bulunmadığı, bunu gösteren sürücünün katılması ile düzenlenmiş usulüne uygun bir belgenin de olmadığı, müvekkilinin olsa olsa CMR’nin 23/3. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluğu olabileceğini, satışın FOB olması karşısında zararın mal alıcısına ait olup davacının sigortalısına hatalı ödeme yaptığını, alıcı şirketin 19.10.2004 tarihli fatura ile müvekkili şirketten gördüğü zarar karşılığı sadece 15.225,60 Euro talep ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce davacı yararına bozulmuş, bozmaya uyulmuş, bozma ilamının davacı yararına olduğu, karar düzeltme aşamasında Yargıtay‘ın davalı yararına olan önceki bozma ilamını kaldırarak değişik gerekçe ile hükmü bozduğu, bozma ilamı sonrasında alınan ek raporda, % 10 oranındaki umulan kar’ın davalı taşıyıcıdan talep edilemeyeceğinin belirtildiği, ancak aleyhe bozma yasağı ve davacının yararına usulü kazanılmış hak da gözetilerek % 10 bedel artışının altında yaptığı ödeme de dahil 109.789.68 TL’nin davalıdan tahsilinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, davacı şirkete nakliyat sigorta poliçesiyle sigortalı emtianın davalı taşıma şirketi tarafından kara yolu ile taşındığı sırasında, emtiada meydana gelen hasarın rücuen tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece, aleyhe bozma yasağı ve davacının yararına usulü kazanılmış hak da gözetilerek % 10 bedel artışının altında yaptığı ödeme de dahil 109.789.68 TL’nin davalıdan tahsilinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Oysa, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 109.789.68 YTL’nin davalıdan tahsiline ilişkin karar Dairemizce“… davalının sorumlu olduğu zarar miktarının CMR’nin 23. maddesinin 1, 2 ve 4. maddeleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği“ gerekçesiyle davalı yararına bozulmuştur. Bu kez davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine anılan bozma ilamı tümü ile ortadan kaldırılarak karar “ … ağır kusurlu kabul edilen davalı şirketin sorumluluğunun CMR Konvansiyonu’nun 29.maddesi gereğince belirlenmesi ve davacının sigorta sözleşmesi gereğince sigortalısına ödediği “%10 bedel artışı”nın davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği ..“ gerekçesiyle bozulmuştur. Bu durumda, mahkemenin kabulünün aksine davacı yararına “%10 bedel artışı“ yönünden temyiz edenin aleyhine bozma kararı verilmediği gibi, bu karara uyulmakla davacı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğundan sözetme olanağı bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, “%10 bedel artışı“ yönünden temyiz edenin aleyhine verilmiş bozma kararından ve bu bozma kararına uyulmakla davacı yararına usulü kazanılmış haktan sözetme olanağı bulunmadığı ilke olarak kabul edilerek sonucuna göre karar verilmek gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.