Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11949 E. 2014/20319 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11949
KARAR NO : 2014/20319
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : GEBZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2011/429-2013/287

Taraflar arasında görülen davada Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/06/2013 tarih ve 2011/429-2013/287 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında iki ayrı personel taşıma sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmeler kapsamında edimini yerine getirdiğini, sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa uyarınca gerekli şartları taşıyan özel işyeri sahiplerinin çalıştırdıkları işçiler için yatırmaları gereken prim tutarının %5’lik kısmının hazine tarafından karşılanacağını, müvekkilinin de bu yasada öngörülen şartları taşımasına rağmen davalının müvekkilinin hakedişlerinden %5’lik kesinti yaptığını ileri sürerek, şimdilik 143.633,11 TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05.09.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 169.943,68 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilince yapılan kesintilerin mevzuata uygun olduğunu, ihtirazi kayıt koymadan hakedişlerini alan ve daha sonra da süresi içinde bunlara itiraz etmeyen davacının bu davayı açamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu edilen ve davalı tarafça davacının hakedişinden yapılan kesintinin dayanaksız olduğu, Hazinenin davacı gibi işverenlere sağladığı imkan nedeniyle davalı idarenin sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunun da artmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeler yürürlükte iken yapılan yasal düzenlemeden davacının yararlanma hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 135.863,11 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve harcı yatırılarak müddeabih haline getirilen dava tarihine kadar işlemiş 30.059,31 TL tutarındaki faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine dayalı olarak davacının hakedişlerden davalı tarafça 5510 sayılı Kanun’un 81. maddesi uyarınca yapılan kesintilerin ödenmesi istemine ilişkindir. Davalı taraf, alacağın 1 yıllık zaman aşımına tabi bulunduğunu savunarak zaman aşımı definde bulunmuş olup mahkemece, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunması nedeniyle alacağın 10 yıllık zaman aşımına tabi bulunduğu gerekçesiyle davalının zaman aşımı def’ine ilişkin savunmasının reddine karar verilmiştir. Ancak, zaman itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6762 sayılı Yasa’nın 767. maddesinde, taşıma ücreti dahil olmak üzere taşıma mukavelesinden doğan bütün alacakların bir yılda zaman aşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı gözetilerek zaman aşımı definin buna göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile bu savunmanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine gerek olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 23/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.