Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11819 E. 2015/8490 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11819
KARAR NO : 2015/8490
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/271-2013/342

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19/11/2013 tarih ve 2013/271-2013/342 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 16/06/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. S. S. ile davalı vekili Av. A.. Ç.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Devlet Bakanlığı’nın 02.03.2001 tarihli 19043 sayılı onaylarıyla I.Sigorta A.Ş’nin yeni sigorta ve reasürans sözleşmesi yapma yetkisi kaldırılmış, 03.11.2008 tarih 47682 sayılı onayla ise şirket hisselerinin S./B. merkezli E. i. G. tarafından devralınması ve şirket nezdinde fiziki mekan, organizasyon ve bilgi işlem altyapısı ile ilgili olarak yapılacak yerinde inceleme sonucuna göre Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nce yapılacak değerlendirme çerçevesinde şirkete yeni sigorta ve reasürans sözleşmesi yapma yetkisi tanınması uygun görüldüğünü ancak şirket gerekli alt yapı çalışmalarını tamamlayamadığını ve faaliyete başlayamadığını, B.. M..na davalı şirket ile ilgili olarak intikal eden ekli dosyada sunulu, Mahkeme kararlarına rağmen tazminatlarının ödenmediği ve mağdur edildiklerini bildirir vatandaş şikayet dilekçeleri, Müsteşarlıkça davalı şirkete intikal ettirilmiş olmasına rağmen, çözüme yönelik herhangi bir işlem yapılmadığını,konunun sigortalının daha fazla mağduriyetine sebep olmaksızın çözümlenmesi amacıyla, şirket Hazine Müsteşarlığı’nın 23.06.2010 tarihli yazılarıyla uyarıldığını,anılan yazıda şirkette Hazine Müsteşarlığı’nın muhatap olabileceği yetkili bir kişinin bulunmadığı, şirkete gönderilen yazıların şirket adresinde kimse bulunmaması nedeniyle geri döndüğü ve sigortalılara hasar ödemelerinin yapılmaması neticesinde şirketin sigortalılara olan yükümlülüklerini yerine getirmediği hususları da bildirildiği ve konu ile ilgili olarak ivedilikle tedbir alınması talep edilmiş, aksi halde şirketin sahip olduğu ruhsatların iptali ile ilgili prosedürün başlatılacağı belirtilmiş, şirketin cevabi 14.09.2010 tarihli e-posta mesajında şirketin Z.Bankası ve H. Bankası A.Ş. nezdindeki hesaplarında bulunan nakdin, yükümlülüklerini karşılamak adına kullanması için izin talep edilmiş, Hazine Müsteşarlığının 23.09.2010 tarihli cevabi yazılarında ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 17. maddesi gereği sözkonusu teminat tutarının sadece yurt içinde akdedilmiş olan sigorta sözleşmelerinden doğan taahhütlerin karşılanmasında kullanılabileceği ifade edilerek, Türkiye’de deblokaj işlemleriyle ilgilenecek herhangi bir şirket yetkilisinin bulunmaması halinde daha önce gönderilen yazılarda da belirtildiği üzere şirketin sahip olduğu ruhsatların iptali ile ilgili prosedürün başlatılacağı konusunda şirketin tekrar uyarıldığını, şirket denetçilerinden alınan 21.09.2010 tarihli yazıda ise şirketin kamuya olan borçlarının, şirket ortaklarını ve yönetim kurulunu ikaz etmelerine rağmen halen ödenmediği belirtilmiş ve şirketin bloke hesaplarından SGK ve vergi dairesine olan borçların ödenmesi için ilgili tutarların serbest bırakılması talep edildiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasının (c) alt bendi sigorta ve reasürans şirketinin mali bünyesinin güçlendirilmesi kapsamında “Bakan; Yönetim veya denetim kurulu üyelerinden bir kısmını veya tamamını görevden alarak yada bu kurullarda ki mevcut üye sayısını arttırarak bu kurullara üye atamaya veya sigorta veya reasürans şirketinin yönetiminin kayyıma devredilmesini talep etmeye yetkilidir.” hükmünü haiz olup, bahse konu maddede Kanun’un 4. maddesinde öngörülen şartların, söz konusu bent uyarınca atanacak kişiler içinde aranacağı belirtildiğini,arz edilen gelişmeler üzerine 5684 sayılı kanun gereğince yeni sigorta ve reasürans sözleşmesi yapma yetkisi bulunmayan, vergi ve sosyal güvenlik prim borcu bulunan, Türkiye’de hasar ödemesi ile deblokaj işlemlerinden sorumlu bir yetkilisi bulunmayan ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getiremeyen İ.. A..’nin yönetiminin Sigorta Denetleme Kurulundan alınan görüş uyarınca, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasının (c) alt bendine istinaden kayyuma devredilmesi için ilgili mahkemeye başvurulması ve aynı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (c) alt bendine istinaden sahip olduğu ruhsatların iptal edilmesi ekli 14.02.2011 tarih 2011/ 142 sayılı Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı Makamı onayı ile uygun görüldüğü talebini havi TC B.. M..’nın 14.03.2011 tarih 13409 sayılı yazıları da ekte sunulduğunu, bu bakımdan huzurda İ.. A.. yönetiminin kayyıma devri talebinde bulunulması gereği hasıl olduğunu,mahkemece atanacak kayyımın, Hazine Müsteşarlığı 14.03.2011 13409 sayılı yazılarında ifade olunan nedenlerle 5684 sayılı Kanunun 4. maddesinde sayılan şartları taşıyan, özel sigortacılık konularında tecrübeli, İ. Sigorta’nın günlük iş ve işlemlerini yürütebilecek, özellikle işletmenin hukuku ve mali yükümlülüklerini müdrik vasıflı olmasını talep etmiştir.
Davalıya davetiye tebliğ edilmiş davalı şirket davayı takip etmemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine davacı yararına bozulmuş, bozmaya uyulmuş, kayyım ücretlerinin davalı şirket özkaynaklarından karşılanmasının uygun olacağı gerekçesiyle davanın bir kez daha kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.