YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11763
KARAR NO : 2014/14161
KARAR TARİHİ : 19.09.2014
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … (Kapatılan) 30. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.06.2013 tarih ve 2012/180-2013/222 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve fer’i müdahil … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından 22/10/2009 tarihinde yatırılan 113.000 USD tutarında bir paranın … … Şubesi’ne yatırıldığı ancak paranın izni ve bilgisi dışında … hesabına aktarılmak suretiyle tüketldiğini ileri sürerek, bu bedelin davalıdan tahsiline, USD cinsinden alacakları paranın bankaya yatırıldığı tarihten fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince en yüksek temürrüt faizi uygulanmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davanın reddini savunmuştur.
Dava, davacı tarafından …. aracılığı ile … Ltd. Şti’ye yatırılan 113.000 USD’nin davacıya ödenmemesi nedeniyle bu bedelin faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı banka ile … … arasında organik bağ bulunduğu, bu bağın mudiler aleyhine planlı örgütlü, kasıtlı olarak kötüye kullanılmak suretiyle davacı ile birlikte mudilerin zarara uğratıldığı … … bankın … ismi yer almasına rağmen ve yurt dışında kurulmuş gibi gösterilmesine rağmen yurt dışında bir faaliyeti olmadığı, … adı da kullanılarak yurt içinde tasarruf sahiplerinin yoğun ilgisinin toplandığı, yatırımcıların paralarına daha yüksek faiz verileceği … ‘ın garantisinde olduğu ve izlenimi verildiği ve faaliyetinin …’da yürütüldüğü ve davalı bankanın faks ve telefon numaralarının verildiği, davalı bankanın tüm riskleri üstleneceği yönünde mudilere garanti verildiği, ceza kovuşturmasında
yeminli murakıplar ve sanıkların alınan ifadelerinde … hesaplarının tamamen … güvencesi altında olduğu izlenimi verildiğinin tespit edildiği, toplanan paraların göstermelik olarak online işlem ve muhasebe kayıtlarındaki örtülü işlemlerle davacıya ait mevduatın dava dışı … hesabında gösterildiği, söz konusu paranın dava dışı … bankın fiili ve hukuki hakimiyetine geçmediği, kendi hesabına hareket ederek davacıya ait mevduatı kendi kaynağı gibi kullanmış şeklen ve elektronik işlemlerle bu parayı yurt dışındaki off-shore bankasına göndermiş gibi işlem yapmış olsa da gerçekte ve fiilen davacıya ait para hiçbir zaman yurt dışına çıkmadığı, davalı bankanın uhdesinde kaldığı ve davalı bankaya kaynak oluşturduğu, dava konusu olayda davacının davalı bankadan 22.10.1999 tarihi itibariyle 113.000 USD alacaklı olduğu, her ne kadar, dava dosyasına davalı tarafça, davacı adına açılan hesaba, bu hesaba yatırılan paranın … hesabına havale edilmesine dair birtakım belgeler sunulmuş ve bu belgelerdeki imzaların davacıya aidiyeti çekişmesiz ise de, davacının yeterli bir bilgi ve algılama düzeyine sahip bulunmadığı yukarıda belirtilen davacının, karmaşık nitelikteki anılan bankacılık işlemlerinin yapılması sırasında, banka tarafından işlemlerin mahiyeti hakkında gerekli ve yeterli ölçüde bilgilendirildiği ve söz konusu işlemleri, doğabilecek hukuksal sonuçları bilerek yaptığı hususuna ilişkin olarak dosyaya delil ya da belge sunulmadığı, zamanaşımı itirazının ise Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre davalının sorumluluğunun BK’nın 41, 55 maddeleri ve TTK’nın 336. maddesinden kaynaklanması ve davacının zararını … bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren zamanaşımı süresinin başlaması ve bankaya yatırılan mevduatı talep hakkının 10 yıl sonra zamanaşımına uğraması için bankaca ilanen tebligat yapılması gerektiğinden zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 113.000 USD’nin 22/10/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca USD faizi yürütülmek suretiyle davalı …’tan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve fer’i müdahil … vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekili ve fer’i müdahil … vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekili ve fer’i müdahil … vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı … A….ye iadesine, 19.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.