Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11536 E. 2014/18255 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11536
KARAR NO : 2014/18255
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 10/12/2013

NUMARASI : 2010/197-2013/503

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/12/2013 tarih ve 2010/197-2013/503 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı .. İthalat ve İhracat A.Ş’de çalıştığı sırada yürürlüğe giren 3417 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca tasarrufu teşvik için kesilen paranın davalı Banka’daki hesaba yatırıldığını, 4853 sayılı Kanun uyarınca da 766,64 TL ana para, 5.010,29 TL nema tutarının müvekkiline ödendiğini, aynı Kanun’un 4’üncü maddesinde T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’nde hak sahipleri adına açılan Tasarrufu Teşvik Hesabı kayıtlarının esas alınacağının düzenlendiğini, 1991, 1995, 1996, 1997, 1999, 2000 yıllarında işverence yapılan bir kısım kesintinin ödemeye esas döküme yansımadığı, sigortalı hizmet dökümü ve iş yeri şahsi sicil dosyasından görüleceği üzere müvekkilinin çalışmalarının herhangi bir kesintiye uğramadan devam ettiği, aynı şekilde tasarruf kesintisi şahıs icmal tablosunda işverenin anaparaları davalı Banka’ya düzenli olarak yatırdığının görüleceğini, bu durumda müvekkilinin anılan dönemdeki çalışmasında işveren şirketin, ücret kesintisi ve katkı payı eklemesi yaparak çıkan toplam miktarı müvekkiline ait tasarrufu teşvik hesabına yatırmakla ilgili sorumluluğunu yerine getirdiğini, ancak her nasılsa tasarrufu teşvik hesabına geçmeyen kesintilerin, müvekkiline 4853 ve 3417 sayılı Kanunlar gereği ödenmediğini ileri sürerek 1991 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayları, 1995, 1996, 1997, 1999 yılının Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ayları, 2000 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarına ilişkin kesintilerin işveren şirketçe tasarrufa teşvik fonuna aktarıldığının tespiti ile şimdilik Şubat 2010 ayı için hesaplanan 10.685.084 TL’nin dava tarihinden sonraki kısmı içinde aylık TÜFE (yıl sonunda yüzde 5 ilave) ile nemasıyla tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin sadece yetkili makamlardan verilen emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini, Tasarruf Teşvik Fonu hesaplarının Banka’da bulunmasının sadece bankacılık mevzuatının gerektirdiği yetkileri verdiğini, dolayısıyla her hesap sahibi müşterisinde olduğu gibi, tasarruf teşvik fonu hesaplarında da vekil sıfatıyla hareket ettiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 5393 Sayılı Kanunun 5. Maddesi kapsamında uzlaşma kapsamına alınan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarından sorumluluğun SSK ve Hazineye ait olduğu, husumetin de hazineye yöneltilmesi gerektiği, tarafta hata yapıldığının kabulü ile SSK’nın davaya dahil edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı vekili, tasarruf kesintisi şahıs icmal tablosunda müvekkili işvereninin anaparaları davalı Banka’nın Mecidiyeköy Şubesi’ne düzenli olarak yatırdığının görüldüğünü, bu durumda 4853 sayılı Kanun’un 2. ve 7. maddeleri gereği işveren şirketin, ücret kesintisi ve katkı payı eklemesi yaparak çıkan toplam miktarı müvekkiline ait tasarrufu teşvik hesabına yatırmakla ilgili sorumluluğunu yerine getirdiğini, ancak 1991 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayları, 1995, 1996, 1997 yıllarının tamamı ile 1999 yılının Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ayları, 2000 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarına ilişkin kesintilerin ödemeye esas döküme yansımadığını beyan ederek davayı açmıştır. Özetle davacı, işverenin tasarruf teşvikine esas tüm ödemeleri yaptığını, üzerine düşen yükümünü yerine getirdiğini, ancak davalı Banka’ca bir kısım dönemlere ilişkin ödemelerin tasarruf teşvik hesaplarına geçirilmeyip ilgili dönemler için ödeme yapılmadığını ileri sürerek davalı Banka’nın sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Bu itibarla, taraf delillerinin toplanması, Banka kayıtlarının celbi, dava konusu edilen dönemler için tasarrufu teşvik kesintilerinin davalı Banka’ya yatırılıp yatırılmadığının, Banka’ca, davacıya ödenmesi gerektiği halde ödenmemiş bir tasarrufu teşvik kesintisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.