Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11527 E. 2015/8598 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11527
KARAR NO : 2015/8598
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ : OLTU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2014
NUMARASI : 2012/24-2014/304

Taraflar arasında görülen davada Oltu Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07.03.2014 tarih ve 2012/24-2014/304 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.06.2015 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. Ü.. Ç.. ile davalı vekili Av. M.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının %20 payı davacıya ait iken 29/10/2004 tarihli ıskat kararı nedeniyle payların davalı şirkete intikal ederek üçüncü kişilere satıldığını, ıskat işlemine karşı açılan davada mahkemenin işlemine iptaline karar verildiğini, bu hükümler ile birlikte pay defterinin düzeltilmesi gerekirken payların satılması nedeniyle bunun mümkün olmadığını ileri sürerek, davacıların %20 paylarını kullanamamaları nedeniyle kar payının tespitini, şimdilik 20.000 TL’nin davalıdan tahsilini, davalı şirketin paylarının ve müvekkillerinin pay değerlerinin tespiti ile şimdilik 100.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, her ne kadar yapılan ıskat işlemi iptal edilmişse de davacının kuruluştaki sermaye ödeme borcunu yerine getirmediği, bu nedenle esas sözleşmede belirtilen %20 oranında pay sahibi olmak için gerekli şartları taşımadığı hal böyle iken de davacı O. tarafından yapılan pay devrinin alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu ve bu işlemin tasarruf işlemi olduğu, tasarruf işlemi için davacı O.’nun hak sahibi olması gerektiği ancak sermaye borcunu ödemeyen kurucu ortağın bu borcunu ödemeden sermaye sahibi olduğunu söylemek mümkün olmadığından, davacı OTSO tarafından diğer davacılar B.. K.. ve Ö.. Ö..’e yapılan pay devrinin geçerli olmadığı, kaldı ki bu işlemin borcun nakli hükmünde de olduğu ve davacı O.’nun sermaye borcunu ödemeden payını diğer davacılar B.. K.. ve Ö.. Ö..’e satıp devretmesi ve bu devre ilişkin Ö.. Ö.. ve B.. K.. tarafından ödenecek pay bedelinin davalı O. A.Ş.’ye ödemesi hususunda anlaşma yapmalarının alacaklı konumundaki O. A.Ş.’nin izni olmadan yapılmasının devir işlemini geçersiz kılacağı ve bu nedenle davacılardan Ö.. Ö..ve B.. K..’nın pay sahipliği sıfatını kazanamayacakları, davacılar Ö.. Ö.. ve B.. K..’nin işbu davayı açmakta dava ehliyeti bulunmadığı, davacı O. yönünden ise davacı O.’nun sermaye borcunu tam olarak ve zamanında ödemediği, bu nedenle pay sahibi sıfatını kazanamayacağı ve sermaye borcunu ödemeyen ve yaptığı pay devir işlemi geçersiz olan davacının her ne kadar davalı O. A.Ş. tarafından ıskatına karar verilmiş ve bu kararının iptaline yönelik açılan ıskat işleminin iptali davası davalı lehine sonuçlansa bile hem davacının kendi kusuruyla pay borcunun ödememesi nedeniyle pay sahibi sıfatını kazanamayacağı ve işbu davadaki taleplerini ileri sürme hakkını elde etmediği, hem de ıskat işleminin iptali nedeniyle uğradığı zararları TTK hükümleri uyarınca ıskat işleminin yapıldığı tarihte görevde bulunan şirketin yönetim kurulu üyelerine karşı açması gerektiğinde O. A.Ş’nin ıskat nedeniyle meydana geldiği iddia edilen zarar hususunda sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, davacılar Ö.. Ö.. ve B.. K.. yönünden açılan davanın husumet yönünden REDDİNE, davacı O. Ticaret ve Sanayi Odası yönünden açılan davanın REDDİNE karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı şirket tarafından açılan, ıskat işleminin iptali davasının kabul kararı ile sonuçlanıp kesinleşmesine, davacının çıkarılmasına ilişkin karar hiç verilmemiş gibi davacının önceki ortaklık sıfatını aynen kazanmış olmasına, ortak sıfatını haiz davacı şirketin 6762 Sayılı TTK’nun 405. maddesi uyarınca sermaye olarak şirkete koyduğu değeri geri isteyemememesine göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2– Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece davanın reddine karar verilerek, davacı şirket yönünden davalı taraf yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti tespiti doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, kararın H.U.M.K.’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, kararın hüküm fıkrasının 6.bendinde yer alan “1.500 TL” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine “12.000 TL” ibaresinin konulmasına, kararın işbu düzeltilen şekli ile ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.