Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11508 E. 2015/7972 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11508
KARAR NO : 2015/7972
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2014
NUMARASI : 2012/620-2014/281

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/05/2014 tarih ve 2012/620-2014/281 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/06/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. Ö.. S.. ile davalı vekili Av. E.Ş.Y. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkilinden 02.04.2012 tarihli 486.106,49 TL bedelli ve 06.04.2012 tarihli 363.448,08 TL bedelli faturalarla mal almasına rağmen mal bedelinin 170.802,00 TL’sını ödemediğini, davalı tarafın kendilerine teslim edilen malların sözleşmede kararlaştırılan evsafa uygun olmadığı, ayıplı olduğunu mal tesliminden yaklaşık 4 ay sonra kötüniyetli olarak mal bedelini ödemek için ileri sürdüğünü, malların tam, eksiksiz ve sözleşmeye uygun tesliminden yaklaşık 4 ay sonra ayıplı olduğu iddiasında bulunulmasının kabul edilemeyeceğini, söz konusu malların müvekkili şirkete ait olup olmadığı, sonradan davalı tarafça değiştirilip değiştirilmediğini bilmenin mümkün olmadığını, 6102 sayılı TTK’nun 23(6762 sayılı TTK’nun 25) maddelerindeki sürelere uyulmadığını, alacağın tahsili için başlatılan takibe haksız yere itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile dava dışı N. Gıda Tarım Ür. Tic. Ltd Şti arasında 06/06/2011 tarihinde “kontrollü üretim sözleşmesi” imzalandığını, N. Gıda Ltd Şti’nin mali sıkıntıya düşmesi nedeniyle kararlaştırılan malların anılan şirketin onayı ile davacı şirketten tedarik edildiğini, davalı tarafça 12543 nolu 02.04.2012 tarihli 486.106,49 TL bedelli, 12541 nolu 06.04.2012 tarihli 363.448,08 TL bedelli fatura düzenlenmiş ise de fatura konusu dondurulmuş patateslerin üretim sürecinde yapılan kontrollerinde ayıplı olduğunun anlaşıldığını, 4.710 Kg’lık 6X6 ebatlı kararmış haldeki patatesin iadesi kararlaştırılarak davacının yetkilisinin imzasını taşıyan 09.04.2012 tarihli tutanak düzenlendiği halde halen teslim alınmadığını, davalı tarafça teslim edilen 63.400 kg patatesin 6×6 yerine 10×10 ebadında olduğunu, koliler üzerinden 1800 kg patates yazdığı halde kuru soğan çıktığını, 60 kg patates yazdığı halde vişne çıktığını, ürünlerin karton kutularının üzerinde cins ve evsafları yazılı etiketleri olduğu halde teslim alınıp ihracat öncesi fabrikada yeni ürün haline getirilinceye kadar açılıp kontrol edilmediğini, kontrollü üretim sözleşmesinde “Ürünlerin H. fabrikasına teslimi akabinde Hero’nun yapacağı kontrol neticesinde uygun bulunmayan ürünler üreticiye iade edilecektir, iade edilen ürünler nedeniyle üreticiye ödeme yapılmayacaktır. Üretici işbu sözleşme ile H.’yu TTK ve BK ile alıcıya getirilen muayene ve ayıp ihbarının belirli sürelerde yapılmasına ilişkin yükümlülüklerinden beri kıldığını, H.’nun kendisine teslim edilen ürünleri herhangi bir zaman kısıtlaması olmaksızın dilediği şekilde muayeneye tabi tutabileceğini ve ayıplı olan ürünleri herhangi bir zaman sınırlamasına tabi olmadan iade edebileceğini kabul eder” hükmü uyarınca davalının gizli ayıp halinde sorumlu olduğu taahhüdünde bulunduğunu, anılan hüküm uyarınca davacının tüm ayıplı ürünleri geri alması gerektiğini, davacının açık ayıp olduğunu ileri sürme hakkı da olmadığını, ürünlerin şeffaf, beyaz, naylon torbalar içinde olmayıp kapalı karton kutular içinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 06/04/2012 tarih 12541 numaralı faturadaki malların satıldığı ve teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davalı ile dava dışı N. Gıda Tarım Ür. Ltd Şti. arasında 06/06/2011 tarihli yazılı sözleşme mevcut ise de davalı ile davacı arasında yazılı bir sözleşme ibraz edilmediği, davacının taraf olmadığı sözleşme hükümlerinin bu olayda uygulanma imkanı bulunmadığı, taraflar arasında satıma konu mallar 03/04/2012 tarihli “teslim tutanağı” ile davalı tarafa teslim edilmiş olup davalı tarafın itirazının malların “ayıplı olarak teslim edildiği” noktasında toplandığı, davacı taraf ayıplı mal teslim edildiğini kabul etmediğine göre davalının 6102 sayılı TTK’nun 23/c maddesine göre belirtilen hak düşürücü sürelerde ve nihayet 8 gün içinde ayıp ihbarında bulunmasının kanuni zorunluluk olduğu, teslimden yaklaşık 4 ay sonra ayıp ihbarında bulunulmasının anılan “hak düşürücü” süreler nedeniyle dikkate alınamayacağı, davalı-alıcı hak düşürücü süreyi geçirdiği için malı kabul etmiş sayılacağı, satıcı, ileri sürülen hiç bir ayıbı kabul etmediğinden davalı taraf ise ileri sürdüğü ayıpların teslim anında mevcut olduğunu ispatlayamadığından BK’nun 225. ve 231/2 maddelerinin de somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığı, her iki taraf çalışanları arasında düzenlenen “teslim tutanağında” 4170 kg 6×6 patatesin iadesi konusunda anlaşma sağlanmış ise de davalı taraf iade faturası kestiğini iddia ve ispat etmediğinden bu malları, davacının geri olma zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın asıl alacak yönünden iptaline, takibe 170.802,00 TL üzerinden devam edilmesine, 34.160,40 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davalı vekili, davacı tarafından 12543 nolu 02.04.2012 tarihli 486.106,49 TL bedelli, 12541 nolu 06.04.2012 tarihli 363.448,08 TL bedelli fatura düzenlenmesine rağmen fatura konusu dondurulmuş patateslerin üretim sürecinde yapılan kontrollerinde ayıplı olduğunun anlaşıldığını, 4.710 Kg’lık 6X6 ebatlı kararmış haldeki patatesin iadesi kararlaştırılarak davacının yetkilisinin imzasını taşıyan 09.04.2012 tarihli tutanak düzenlendiği halde halen teslim alınmadığını, davalı tarafça teslim edilen 63.400 kg patatesin 6×6 yerine 10×10 ebadında olduğunu, koliler üzerinden 1800 kg patates yazdığı halde kuru soğan çıktığını, 60,00 kg patates yazdığı halde vişne çıktığını, sonuç olarak sözleşmeye uygun teslimat yapılmadığını savunmuştur.
818 sayılı BK’nun 194. maddesine göre (6098 sayılı TBK’nun 219. maddesi) “ayıp, bir malın satıcı tarafından açıkça veya üstü kapalı olarak vaadedilmiş ya da sözleşmeyle izlenen amaç gereği bulunması gerekir ve beklenir (vaadedildiği varsayılmış) niteliklerden yoksun olması demektir. Eğer alıcı tarafından istendiği bildirilmiş eşyadan apayrı, bambaşka bir eşya teslim edilmişse, yani basit bir nitelik sapması(nitelik eksikliği) değil de apaçık bir özdeşlik veya türdeşlik sapması gerçekleşmişse, artık ayıplı ifadan değil de başka bir şeyle yanlış ifadan(aliud ifadan)söz edilir”(Prof.Dr. Rona Serozan, Borçlar Hukuku Özel Bölüm, İstanbul, 2002, syf.126,130). Başka bir deyişle “çeşidiyle belirlenen bir menkulün satımında, sözleşenlerin çeşidini belirlemek için sözleşmede öngördükleri vasıflardan biri teslim edilen şeyde bulunmazsa artık ayıplı teslim değil satılandan başka bir şeyin teslimi (aliud teslimi) söz konusudur”(Yargıtay 11.HD. 20.02.1999 tarih, 1988/9372 E., 1990/1085 K. sayılı ilamı). Bu durumda ise uyuşmazlığın çözümünde 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 96. ve devamı hükümlerinin nazara alınması gerekecektir.
Bu itibarla mahkemece, somut uyuşmazlığın yukarıda bahsedilen açıklamalar çerçevesinde değerlendirilip çözüme kavuşturulması gerekirken ayıplı ifa mı, yanlış ifa(aliud ifa) mı bulunduğu konusunda herhangi bir ayrım ve değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.