YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11344
KARAR NO : 2014/17957
KARAR TARİHİ : 19.11.2014
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/01/2013 tarih ve 2011/460-2013/28 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında şirket hisselerinin devri ile ilgili olarak imzalanan protokol gereğince müvekkilinin davalının %50’lik hissesine karşılık 40.000 TL ödemesi hususunda uzlaşma sağlandığını, müvekkilinin hisse bedelini 20.000 TL’lik iki ayrı senetle ödemeyi taahhüt ettiğini ve ödemeleri vadesinde davalının sahibi olduğu …. Ltd. Şti.’ne makbuz karşılığında yaptığını, ödemeyi yaptıktan sonra müvekkilinin senetleri istemiş ise de, davalının senetlerin fotokopisini çekip üzerine ismini yazıp, imzasını atarak şirketin diğer ortağı dava dışı … vasıtasıyla müvekkiline teslim ettiğini, asıllarını ise daha sonra vereceğini belirttiğini, davalının müvekkilinin hisse devri hususundaki ısrarlarına rağmen müvekkilini oyaladığını, bu arada şirketin fiili olarak başına geçen müvekkilinin … … Ltd. Şti.’nin kendi ortaklığından önceki ve kendi ortaklığı dönemindeki tüm borç ve masraflarını tek başına ödemeye çalıştığını, hatta bu konuda davalı aleyhine icra takibi de başlatıldığını, davalının senet bedellerini tahsil etmesine rağmen mükerrer tahsilat yapmak amacıyla senetleri takibe koyduğunu, müvekkili tarafından icra takibine karşı borca itiraz davası açılmış ise de davanın usulden reddedildiğini, karar henüz kesinleşmeden davalının aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilinin daha önce ödemiş olduğu borcunu bu kez yeniden icra baskısı altında ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kambiyo senetlerinin tek başına alt ilişkiye bağlı olmaksızın hak ve borç doğuran belgeler olduğunu, makbuzlardaki imzanın müvekkiline ait olmadığı gibi, firma kaşesinin de sahte olduğunu, müvekkiline davacı tarafından yapılmış bir ödeme bulunmadığını, senet suretlerinin davacının talebi üzerine senetler düzenlenirken verildiğini ve üzerlerinde ödemeye ilişkin hiçbir ibare bulunmadığını savunarak, davanın reddine davacının %40’dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dayandığı tahsilat makbuzunun gerek dava dışı …’in, gerekse de davacının beyanı uyarınca davalının imzasını taşımadığından bu nitelikte bir makbuzun davalıya yapılmış ödeme olarak kabul edilemeyeceği zira, gerek dayanak sözleşmede gerekse senetlerde alacaklı davalı olarak gösterilmekte iken, ödemenin şirkete yapılmasının ve şirkete yapıldığı iddia olunan ödemenin davalının, dava dışı …. Ltd. hisseleri karşılığı yapıldığı iddiasının tutarlı, kabul edilebilir bir iddia olmadığı gerekçesiyle, davanın ve icra inkar tazminatı koşulları bulunmadığından davalının bu yöne ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.