Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11266 E. 2015/8138 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11266
KARAR NO : 2015/8138
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2014
NUMARASI : 2011/10-2014/105

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.04.2014 tarih ve 2011/10-2014/105 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalı Banka vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.06.2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. H. G., davalılardan T.G. Bankası A.Ş. Vekili Av. A.. G.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı G.. O..’ın 13.06.2000 ile 11.03.2002 tarihleri arasında müvekkili şirkette çalıştığını, işten ayrılmasından sonra yapılan incelemelerde anılan davalının, bir takım sahte talimatlarla müvekkilinin, diğer davalı banka nezdinde bulunan hesaplarından usulsüz biçimde para çektiğinin tespit edildiğini, işten ayrılmadan önce başladığı usulsüz işlemlere işten ayrıldıktan sonra da devam ettiğinin anlaşıldığını, bu nedenle hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı bankanın hesaptan para ödenmesine ilişkin talimatlardaki imzaların gerçekten müvekkili şirket yetkilisine ait olup olmadığını kontrol etmeden ve müvekkilinden teyit etmeden söz konusu ödemeleri yapması nedeniyle kusurlu olduğunu, bu nedenle oluşan zarardan müvekkiline karşı sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 62.209 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davaya konu edilen işlemlerin, davacı hesaplarının normal işleyişine dahil olduğunu, işlemlere dayanak talimatlar altındaki imzalar ile davacı şirketin imza sirküleri ve itiraz konusu edilmeyen işlemlerdeki imzalar arasında benzerlik bulunduğunu, usulsüz işlemleri gerçekleştirdiği ileri sürülen diğer davalı G.. O..’ın, söz konusu işlemlerden önce de benzer şekilde hesaplardan para çektiğini, anılan davalının işten çıkarıldığının müvekkiline bildirilmediğini, şirkete ait basılı evrak ve kaşenin güvenilir olmayan kişilerin eline geçmesine davacının yol açtığı, müvekkiline yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığını, asıl davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, bir dönem davacı şirkette çalışan müvekkilinin, davacıya izafeten davalı bankadan para çektiğini, işten ayrıldıktan sonra da devam eden bu işlemlerin, davacı şirketin yetkilisi olan N. Ç. ile olan samimiyetten kaynaklandığını, davaya konu olan tutarlardan hangilerinin müvekkili tarafından çekildiğinin ancak yapılacak bir imza incelemesinden sonra ortaya çıkacağını, müvekkilinin çektiği paraları şirket muhasebesine teslim ettiğini, ciddi bir şirkette banka hesaplarının aylarca kontrol edilmemesinin, kontrol edilmese dahi para kaybının fark edilmemesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu para ödeme işlemlerine dayanak talimatlardaki imzaların, davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, ödemelerin yapılmasına ilişkin 12 adet dekonttaki imzaların davalı G.. O..’a ait olduğu, 5 adet dekonttaki imzaların ise adı geçen davalıya ait bulunmadığı, davalı Gencay’ın imzası bulunan belgelerle çekilen paradan sorumlu tutulduğu, davalı bankanın sorumluğunun ise kusursuz sorumluluk olması sebebiyle sahte belgelere dayalı olarak yapılan ödemelerden kaynaklanan zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı Gencay’ın 35.961 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla 62.209 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı banka vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere,mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı Banka’nın sorumluluğunun kusur sorumluluğu olmasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı banka vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, davalı banka nezdindeki davacı hesabından usulsüz şekilde işlem yapan diğer davalının, davacı şirketin çalışanı olması nedeniyle iyi adam çalıştırmayan ve ayrıca daha önce de davalı bankada şirket adına işlem yapan bu kişinin davacı şirketteki işinden ayrıldığını davalı bankaya bildirmeyen davacının da olayda müterafik kusuru bulunmakta olup mahkemece, davacı şirketin müterafik kusur oranı tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı banka vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı banka yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı Banka’ya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı Banka’ya iadesine, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.