Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11244 E. 2014/18200 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11244
KARAR NO : 2014/18200
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada…. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/12/2013 tarih ve 2012/213-2013/259 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, üç boyutlu “…” ibaresinin 33. sınıfta yer alan emtialar bakımından marka olarak tescili için davalı TPE’ne başvurduğunu, başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-a-c-d-e ve son maddeleri uyarınca 33. sınıftaki “alkollü içecekler (biralar hariç)” ürünleri için tescil edilemeyeceğine karar verildiğini, oysa başvuruya konu şeklin bir şişe şekline ilişkin olduğunu, söz konusu şeklin düz bir tabandan şeklin üst kısmında yer alan çıkıntılı dikdörtgen bir plazma şekline doğru dairesel bir forma ve üst/ön yüzey kısmında bir mühür şekline benzer minik dairesel bir şekle sahip olduğunu, bu ambalaj şeklini alelade ambalaj şekillerinden oldukça farklılaştırdığını, tüketicinin müvekkilin Absolut şişesini gayet iyi bildiğini, bu şişeyi gören tüketici üzerinde müvekkili şirketin … markası olmasa da onu davacı şirket ile özdeşleştirdiğini, kısaca kullanımla ayırt edicilik sağladığını, YİDK’nın itirazlarının reddine dair kararının yerinde olmadığını ileri sürerek, TPE YİDK’nın 2012-M-1894 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, başvuru konusu markanın tescile konu olan ve içecek sektöründe yer alan emtia için yaygın olarak kullanılan sıradan bir şişe şekli olduğunu, piyasada davacının marka olarak tescil ettirmek istediği şişenin benzeri pek çok şişenin farklı üreticilerce pazarlandığını, Enstitü tarafından yapılan işlem ve alınan kararların hukuka uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şekil markası olarak tescil ettirilmek istenen davacı başvurusuna konu şişe görsellerinin ne bir bütün olarak birlikte, ne de ayrı ayrı ortalama tüketiciler tarafından bir işletmenin mallarını yada hizmetlerini diğerlerinden ayırma işlevi görebilecek, bir başka ifadeyle tüketiciler tarafından marka olarak algılanabilecek işaret yada görseller olmadığı, başvuruya konu işaretin ortalama tüketiciler tarafından, davacının fiili kullanımına konu şişe görselleri gibi algılanması bir yana, bir marka olarak da algılanamayacağı, işaretin bir markadan beklenen temel işlevlerden biri olan ayırt etme fonksiyonunu dahi yerine getirmeyeceği kanaatine
varıldığı, tescile konu işaretin markasal ayırt edicilik işlevinden çok fiziki üretimi engelleme saikiyle yapılmış bir tasarım görseli niteliğini taşıdığı, bu nedenle KHK’nın 7/son hükmü anlamında kullanımla ayırt edicilik sağlanması suretiyle tescil engelinin aşılması koşullarının gerçekleştiğinden de söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.