Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11235 E. 2014/18259 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11235
KARAR NO : 2014/18259
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2012/158-2013/120

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2013 tarih ve 2012/158-2013/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Dünyaca ünlü bir banka olan müvekkilinin “TURKİSHCARD” ibareli markanın 9 ve 36. sınıflarda tescili için başvuru yaptığını, davalı Kurum Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve c maddeleri uyarınca başvuruyu reddettiğini, YİDK’na yaptıkları itirazın da kabul edilmediğini, ancak başvuru konusu işaretin tasviri nitelik taşımadığını, marka vasfına haiz olduğunu, müvekkili ile özdeşleştiğini, belirleyici unsur “Turkish” ibaresinin özel izinle alınan müvekkili unvanından ibaret olduğunu, Paris Sözleşmesinin 8’inci maddesi uyarınca ticaret unvanının korunması gerektiğini, işaretin kullanımla ayırdedicilik kazandığını ileri sürerek TPE YİDK’nın 2012-M-1177 sayılı kararının iptalini, 2010/62045 sayılı “TURKİSHCARD” ibareli marka başvurusunun tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, başvuruyu oluşturan “Turkishcard” ibaresinin “Türk Kartı”, “Türkçe Kartı” anlamlarına geldiğini, tasvir ediciliği nedeniyle bir teşebbüsün mallarını ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mallarından ayırt etme koşulunu sağlamadığını, kullanımla ayırdedicilik iddiasının ispatlanamadığını, bir ibarenin ticaret unvanında ayırdedici unsur olarak kullanılmasının tescil başvurusunun kabulü mecburiyetini doğurmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı başvurusunun İngilizce’de “Türk/Türkçe” anlamlarına gelen “Turkish” ve “kart” anlamına gelen “card” sözcüklerinin birleştirilmesiyle türetildiği, başvurunun 556 sayılı KHK’nin 7/1-(a) bendi anlamında soyut ayırt ediciliğinin bulunduğu, ancak “Turkishcard” ibaresini gören, duyan, okuyan ortalama düzeydeki tüketici kitlesinin hiçbir özel zihni çabaya mahal kalmadan doğrudan doğruya “Turkkartı” olarak algılayacağı, bütün bir halkı ve her türlü kartları doğrudan tanımlayan davacı başvurusunun emtia listesindeki 09. sınıfta yer alan “otomatik satış makineleri, bilet otomatları, nakit para çekme makineleri” ile 36. sınıfta yer alan “finansal ve parasal hizmetler” açısından cins, çeşit, vasıf, amaç ve Türk ibaresi üzerinden coğrafi kaynak bildiren bir sözcük olarak algılanacağı, bu nedenle işaretin söz konusu mal ve hizmetler açısından somut olarak ayırt edici nitelikten yoksun olduğu, buna karşılık “sigorta hizmetleri, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri, gümrük müşavirliği hizmetleri” yönünden cins, çeşit, vasıf, amaç, coğrafi kaynak bildirmediği, tanımlayıcı olarak kabul edilemeyeceği, gerek YİDK’na itiraz, gerekse yargılama sürecinde sunulan belgelerin kullanımla ayırtedicilik iddiasını ispata yetmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, TPE YİDK 2012-M-1177 sayılı kararının başvuru kapsamında yer alan 36. sınıftaki “sigorta hizmetleri; gayrimenkul komisyonculuğu müşavirliği ve idaresi hizmetleri; gümrük müşavirliği hizmetleri” yönünden kısmen iptaline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, marka başvurusunun reddine ilişkin davalı kurum kararının iptali istemine ilişkin olup, başvuruya konu marka “Turkish” ve “Card” kelimelerinin birleştirilmesi sonucu oluşturulmuş türetme markasıdır. Mahkemece, “Turkishcard” ibaresinin “otomatik satış makineleri, bilet otomatları, nakit çekme makineleri, finansal ve parasal hizmetler” mal ve hizmetleri bakımından cins, çeşit, vasıf, amaç ve coğrafi kaynak bildiren bir sözcük olarak algılanacağı, bu nedenle işaretin anılan mal ve hizmetler açısından ayırdedici nitelikten yoksun bulunduğu gerekçesiyle marka olarak tescil edilemeyeceği kabul edilmişse de dava konusu “Turkishcard” ibaresi 556 sayılı KHK’nın 5’inci maddesindeki unsurlara haiz ve ayırdedici nitelikte bulunduğu gibi söz konusu mal ve hizmetler bakımından doğrudan tasviri işaret niteliğinde değildir. Bu itibarla, 556 sayılı KHK’nın 7/1-c bendi uyarınca “otomatik satış makineleri, bilet otomatları, nakit çekme makineleri, finansal ve parasal hizmetler” mal ve hizmetleri açısından da tescil engelinin bulunmadığı kabul edilerek anılan mal ve hizmetler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.