Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11209 E. 2015/7986 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11209
KARAR NO : 2015/7986
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2014
NUMARASI : 2010/22-2014/54

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/03/2014 tarih ve 2010/22-2014/54 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/06/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A.. B.. ile davalılar vekili Av. O.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin içinde davalı A. S.’in de bulunduğu 4 ortak tarafından kurulduğunu, davalı Ahmet’in şirkete borç para verdiğini ve şirketten 4 adet senet aldığı belirterek 18.02.2009 tarihinde ihtiyati haciz kararı aldığını, ihtiyati haciz sonrası şirkete ait taşınmazlara haciz uygulandığını, müvekkilinin haciz baskısı ile davalı ile 25.02.2009 tarihli protokolü imzalamak zorunda kaldığını, bilahare 29.04.2009 tarihli hisse devri protokolü ile ortaklıktan ayrıldığını, protokol ile davacıya 5 adet daire verildiğini, oysa davalı şirketin inşaat işleri ile uğraştığını, arsa sahipleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca maliyetler düşüldüğünde 45 adet dairenin şirkete kar olarak kalacağını, bunun ¼ kısmı olan 11,5 dairenin müvekkiline isabet etmesi gerekirken haciz baskısı ile hisse devri yapıp 5 daire aldıklarını, olay nedeniyle müvekkilinin itibarının zedelendiğini ileri sürerek, şimdilik 1 adet dairenin müvekkiline verilmesini ve 5.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı ile 25.02.2009 tarihinde yapılan protokolün ön sözleşme mahiyetinde olmadığını, davacını serbest iradesi ile anlaşma yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 25.02.2009 tarihli protokol ile davacının hisselerini devretmesi durumunda 5 adet dairenin verileceğinin düzenlendiği, ön sözleşme mahiyetinde olmadığı, aynı tarihli ek protokol ile ihtiyati hacze konu senetlerin imha edildiği, haciz baskısı kalktıktan sonra 29.04.2009 tarihli hisse devir protokolü ile davanın hisselerini davalı A. S.’e devrettiği, 08.06.2009 tarihli protokol ile tarafların birbirlerini ibra ettiği, davacının şirket müdürü olması nedeniyle şirket kayıtlarından, gelir durumundan haberdar bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunun 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Şirkete verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.