Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11199 E. 2014/18459 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11199
KARAR NO : 2014/18459
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

MAHKEMESİ : BEYKOZ SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2010/1901-2014/229

Taraflar arasında görülen davada Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/02/2014 tarih ve 2010/1901-2014/229 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının ticari vekiline taşıma hizmeti verdiğini, bu hizmetlerinin karşılığını alamayınca vekil tarafından bir kağıda alacaklı olduğu yazılıp kaşe ve imza konulduğu, söz konusu alacağının ödenmemesi nedeniyle icra takibine giriştiğini, benzer şekilde yapılan başka takiplerde davalı firmanın borcu kabul ederek ödediğini, ancak müvekkili tarafından yapılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın muhatabının C. Y.. olduğunu, kendisinin ticari vekil değil acente olduğunu, acentelik sözleşmesinin son bulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı firma ile ticari vekil arasındaki acentelik sözleşmesi hükümlerine göre araç temini ve her türlü ödemenin vekilin sorumluluğunda olduğu gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taşıma ilişkisinden kaynaklı takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalının ticari vekiline taşıma hizmeti verdiğini iddia ederken, davalı ise söz konusu dava dışı M.Y..’ın acente olarak faaliyet gösterdiğini ve acentenin borç doğuran işlem ve eylemlerinden sorumlu olmayacağını savunmaktadır. Her ne kadar davalı ile dava dışı M. Y.. arasında ticari vekillik sözleşmesi başlığı altında bir sözleşme akdedilmiş ise de, “4.877,00TL alacağı vardır.” yazılı belgeyi davacıya verip, altına kaşe ve imzasını koyan M.C..’ın ticari mümessil gibi davranıp davranmadığı, ticari mümessil olduğuna dair ticaret sicilinde ilan yapılıp yapılmadığı ve ikrazat yapmaya yetkili olup olmadığı, davacının iddiasındaki gibi benzer şekilde 3. kişilere verilen borç ikrarını içeren kaşeli ve imzalı belgelere dayalı olarak davalı şirketin ödeme yapıp yapmadığı ve davalının, 3. şahıslar nezdinde M.C..’ın kendi ticari mümessili olduğuna dair bir kanaat uyandırıp uyandırmadığı, bu şekilde bir uygulama var ise davalının savunmasının TMK’nın 2. maddesine aykırı olup olmadığı araştırılarak gerekirse davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.