YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11154
KARAR NO : 2014/18197
KARAR TARİHİ : 24.11.2014
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08/04/2014 tarih ve 2014/12-2014/111 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalılara makbuz karşılığında 25.564,00 euro yatırdığını, davalı şirket temsilcileri tarafından müvekkiline parasını her istediği an geri alabileceği ve yüksek oranda kar verileceği taahhüdünde bulunulduğunu, davalıların Sermaye Piyasası Kanununa aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunduğunu, SPK ve diğer kanun hükümlerine aykırı olarak hisse senetlerinin izinsiz halka arz edildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin ortaklık değil bir borç ya da kredi anlaşması niteliğinde olduğunu, davacıdan alınan paralar … AG adına alınmış olsa da şirketin müvekkiline gönderdiği yazıların içeriği, şirketlerin ortakları ve yönetim kurulunun aynı olması, toplanan paraların Türkiye’ye aktarılmış olması ve … Holding yararına kullanılmış olması dolayısıyla … Holding A.Ş. ve diğer davalı …’ün sorumluluğunun bulunduğunu, davalılardan …’ün paravan olarak kullanılan şirketlerin yönetim kurulu üyesi olduğunu ileri sürerek, 25.564 Euro alacağın karşılığı olan 51.128 TL’nın şimdilik 6.500 TL lik kısmının temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacının davalı şirketle kurulmuş geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında hiçbir ticari ya da hukuki ilişki veya para alışverişi bulunmadığını, müvekkilinin yetkilisi olduğu … A.G. şirketine para yatıran ortakların sessiz ortaklık sistemine katıldıklarını, şirketler tarafından kar dağıtımı yapıldığını, davalılar tarafından mevduat toplanmadığını, davalıların kusurlu olmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’ün, … AG ve … GmbH’nin tek ortağı ve tek temsilcisi olduğu, yurtdışındaki bu iki şirketin …nin ortağı olup dosyada mevcut emsal bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere … GmbH ve … AG’nin gayri faal şirketler oldukları, davacının, 10.03.2000 tarihli ortaklık sözleşmesi aslına göre … İnternational Marketing and Trading A.G’ye sessiz ortak olduğu, ortaklık sözleşmesi kapsamında davacının anılan yabancı şirkete 50.000 DM yatırdığı, davalılar ile dava dışı … AG arasında bir ortaklık ilişkisi olduğu, gerek davalı şirketin ve gerekse de dava dışı … AG şirketinin tek yetkilisinin davalı gerçek kişi olduğu, yine davalı yanın savunma dilekçelerinde kabul ve ikrar olunduğu üzere …/…
anılan dava dışı şirket ile davalı şirket arasında bir para akşının varlığının tartışmasız olduğu, emsal dosyalarda alınan bilirkişi raporlarında bu hususlarda açık saptamalara yer verildiği, davalı gerçek kişi hakkında dolandırıcılık suçundan açılan ceza davasında da aynı yönde saptamalar yapıldığı, belirtilen hususların bilinen ve hatta maruf olgular kapsamında olduğu, davalı …’in yapılan sermaye arttırımında kullanılan paranın sessiz ortaklardan temin edildiği, sessiz ortaklara geri dönüşün engellenmesi amacıyla holding iştiraki bulunmayan şirketlere kaynak sağlandığı, şirketlerin kuruluş amacının vatandaşların parasını ele geçirmek olduğu, gerek haksız fiil hükümleri uyarınca, gerekse de organizasyonun çatısı olarak ifade edilen davalı …’in yönetim kurulu başkanı sıfatıyla … bu eylemlerden sorumlu bulunduğu, dava dışı şirketler ile davalı şirket arasında organik ve hukuki bir bağın olduğu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi uyarınca davalı şirket ile dava dışı şirketlerin tek bir şirket olarak değerlendirilmelerinin gerektiği, davalı …. yönünden tüzel kişilik perdesinin kaldırılması şartlarının oluştuğu, davalı …’in yönetim kurulu başkanı olan…’ün davacının zararından hem haksız fiil hükümleri hem de 6762 Sayılı TTK’nun 336.maddesi gereğince şahsen sorumlu bulunduğu, davacının yatırmış olduğu, ancak kendisine iade edilmeyen 50.000 DM’nin dava tarihi itibariyle Euro dönüşüm kuru üzerinden 25.564 Euro’nun karşılığı 54.412,98 TL’nın davacı tarafından talep edilen 6.500 TL’lik kısmını davalıların ödeme yükümlülüğü bulunduğu davanın kabulü ile, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.500 TL’nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 332,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.