Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11139 E. 2014/16452 K. 24.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11139
KARAR NO : 2014/16452
KARAR TARİHİ : 24.10.2014

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/02/2011 gün ve 2011/15-2011/51 sayılı kararı onayan Daire’nin 03/03/2014 gün ve 2013/11424-2014/3996 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin üç yılı aşkın bir süredir yağmur oluk borularının duvara bağlantı yapılmasına yarayan PVC kelepçelerinin üretimini yaptığını, davalının yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmayan PVC kelepçesini TPE nezdinde adına 23.05.1997 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkili hakkında şikâyette bulunup arama ve zabıt kararları aldığını, müvekkilinin işyerinde 06.08.2004 tarihinde yapılan arama ve zabıt işlemi sonunda üretimini gerçekleştirdiği PVC kelepçe ürünleri ile bu ürünleri üretmeye yarar kelepçe kalıplarına el konulup yediemine verildiğini, hakkında tasarım hakkına tecavüz suçlaması ile … Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2005/591 ve 2005/439 esas sayılı dosyalarında kamu davaları açıldığını, daha sonra anılan yargılamalardan beraat ettiğini, davalı adına tescil edilmiş bulunan tasarımın öteden beri piyasada genel kullanımı olan davalı ve birçok firma tarafından üretim ve satışa konu edilip eski tarihli kataloglarda tanıtımının yapılmış olması karşısında yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığı tespit edilerek … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.05.2005 gün 2004/284-2005/132 sayılı kararı ile hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davalının haksız ve hukuka aykırı tescilinin arkasına sığınarak müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini ve üretim araçlarına el konulması sebebiyle üretim yapamaması ve buna bağlı taahhütlerini yerine getirememesi nedeniyle ciddi mağduriyete uğradığını ileri sürerek, üretim kalıplarının iadesine, müvekkilinin uğradığı zararlar karşılığı ıslah dilekçesiyle birlikte toplam 40.000,00 TL maddi tazminat ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 24/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.