Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11046 E. 2014/20363 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11046
KARAR NO : 2014/20363
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY(KAPATILAN) 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2013/42-2013/40

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy (Kapatılan) 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/09/2013 tarih ve 2013/42-2013/40 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile kardeşi olan davalı A.. C..’in diğer davalı .. İnş. Ltd. Şirketi’nin % 50’şer oranında ortağı, davalı M.. C..’in ise babaları ve davalı şirketin müdürü olduğunu, müvekkili ile davalı şahıslar arasında yaşanan sorunlar sebebiyle davalıların müvekkilini şirketin idaresine karıştırmadıklarını, şirketin gelirinden müvekkiline pay vermediklerini ve müvekkilinin imzasını taklit ederek şirket adına kararlar aldıklarını ileri sürerek, davalı şirketin 15/06/2009 tarih ve 11 karar nolu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ve iptaline, şirketteki hisselerinin bu karardan önceki haline getirilmesine, davalı M.. C..’in müdürlük görevinden azline, 2005-2009 dönemi için toplam 50.000 TL kar payının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı şirketin 15/06/2009 tarih ve 11 nolu karardaki M.. C.. adına atfen atılmış imzanın davacının eli mahsulü olmadığı tespit edilmekle 15/06/2009 tarihli 11 nolu kararın yok hükmünde olduğunun tespitine, şirketteki hisselerinin bu karardan önceki haline getirilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kar payı talebi bakımından ise talep edilen dönem itibariyle talep edilen karın bulunmadığı, bu dönemlerde tüm ortaklar adına toplam karın 10.814,43 TL olduğu, şirket ana sözleşmesinde şirketin kar dağıtımı yapabilmesi için hissedarların %51’nin bu konuda karar vermesi gerektiğinin belirtildiği, ancak kar dağıtımına ilişkin ortakların %51’i tarafından alınmış bir karar bulunmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine, davalı M.. C..’in müdürlük görevinden azline ilişkin talebin ise ispatlanamadığı ve azil koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece azil davasının ispatlanamadığı ve azil koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı imzası taklit edilmek suretiyle hisselerinin devredilmeye çalışıldığını ve bu nedenle davalı şirket müdürü olan davalı M.. C..’in Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/725 Esas, 2013/143 Karar sayılı ceza dosyasında özel belgede sahtecilik suçundan yargılandığını ve güveni kötüye kullanma suçundan hakkında soruşturma yapıldığını bildirmiştir. Bu durumda, her iki dosyanın celbi ile bu dosyalarda bulunan tüm delillerinin tartışılıp, işbu dava yönünden davalı müdürün azli için haklı sebep teşkil edeceğine yeterli olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.