Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11016 E. 2015/8612 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11016
KARAR NO : 2015/8612
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

MAHKEMESİ : KUMLUCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2014
NUMARASI : 2013/69-2014/88

Taraflar arasında görülen davada Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/02/2014 tarih ve 2013/69-2014/88 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/06/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B.. M.. ile davalı vekili Av. O. Y. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının keşide etmiş olduğu 80.000 USD bedelli bono nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptalini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davasını ıslah ederek, müvekkilinin davalıya vermiş olduğu 80.000 USD borcun davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek, anılan bedelin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı defi ile birlikte, müvekkilinin davacıdan borç para almadığını, senedin rıza dışı doldurulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya dayanak bonodaki imzanın davalıya ait olduğu, bedel kısmının rıza dışı doldurulduğunun davalı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, ödünç sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Bonoya dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına dava yolu ile kavuşabilmesi için ya doğrudan temel ilişkiye dayanarak bir tahsil davası yada 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası yollarından birine başvurması gerekir.
Somut olayda, davacı vekili tarafından dava ıslah edilmek suretiyle davaya konu bononun davalıya verilen ödünç para nedeniyle alındığı ileri sürülerek temel ilişkiye dayanılmış olup, bu isteme ilişkin davalarda, gerek temel ilişkinin varlığını ve niteliğini, gerekse o ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğunu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacıya aittir. Dava konusu olayda davacı vekili, temel ilişkinin ispatına yönelik hiçbir delil ibraz etmemiş, mahkemece de bu konuda her hangi bir araştırma yapılmamıştır.
Her ne kadar davacı tarafça davaya konu zamanaşımına uğramış bononun davalıya verilen borç para nedeniyle keşide edildiği iddia edilmiş ise de, davacının davaya konu bono nedeniyle evrakta sahtekarlık suçundan dolayı 15.09.2004 ve 24.01.2007 tarihlerinde Elbistan Cumhuriyet Savcılığı’na vermiş olduğu ifadelerinde ve bu ifadeleri tekrarladığı Elbistan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde vermiş olduğu 20.03.2008 tarihli savunmasında; dava konusu bonoda yazılı 80.000 USD’nin davalının eşine verilen borç paraya ilişkin olduğu, borçlu olan davalının eşine güvenilmediğinden bononun davalı tarafından düzenlenmesinin istenildiği belirtilmiş olup, davacının bu savunmaları esas alındığında davaya konu zamanaşımına uğramış bonodaki borcun davalıya değil, davalının eşine verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, temel ilişkiye dayanan davacının iddiasını ispat edemediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.