Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/11005 E. 2015/8461 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11005
KARAR NO : 2015/8461
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ : GEBZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2008/215-2014/210

Taraflar arasında görülen davada Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/03/2014 tarih ve 2008/215-2014/210 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve ihbar olunan tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 02.06.2015 günü hazır bulunan davacı asil H.. A.., davacı vekili Av. M. N.Ö. davalı TEB A.Ş. vekilleri Av. S. A., Av. I.. A.. ile Av. B.L., ihbar olunan asil M.. A.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde kardeşi, eski eşi, eski eşinin anne ve babasının birlikte kullandığı müşterek hesabının bulunduğunu, müvekkili hakkında eski eşi tarafından açılan boşanma davasında müvekkili hesaplarına tedbir konulduğunu, ancak davalı Banka tarafından müşterek hesapta bulunan 297.989,87 USD’nin 238.391,90 USD’sinin müvekkilinin eski eşine ödendiğini, davalı bankanın taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 238.391,90 USD’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, aile mahkemesi tarafından davacının hesapları üzerine tedbir kararı verildiğini, diğer müşterek hesap sahipleri aleyhine tedbir kararının bulunmadığını, bu nedenle müşterek hesaptaki davacı hissesine düşen kısım dışındaki paranın çekildiğini, davacının bir zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İhbar olunan davacının eski eşi M. A., müşterek hesap sözleşmesine göre tüm hesap sahiplerinin tek başlarına hesaplar üzerinde işlem yapma yetkilerinin bulunduğunu, davacının hissesinin bırakılarak hesaptaki diğer paranın çekilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu müşterek hesabın evvelinde davacı tarafından açıldığı, hesapta bulunan paraların davacı tarafından yatırıldığı, münferit hesabın daha sonra müşterek hesaba dönüştürüldüğü, Kadıköy 1. Aile Mahkemesinin 2008/213 Esas sayılı dosyası ile açılan boşanma davasında hesaptaki paranın çekilmemesi için tedbir kararı verildiği, ancak davalı bankanın tedbir kararına rağmen davacının eski eşine davacının hissesi dışındaki parayı ödemesinin tedbir kararına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ile ihbar olunan temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacının da kullanım hakkına sahip olduğu davalı Banka nezdindeki müşterek hesaba mahkemece konulan blokeye rağmen davalı banka tarafından müşterek hesap sahiplerinden birisine yapılan ödemenin haksız olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Bankacılıkta birden fazla kişi birlikte hesap açtırır ve her biri tek başına hesaptan para çekme yetkisine sahip olursa, bu hesaba teselsüllü ortak hesap (müşterek hesap) denir ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nun 148. maddesi gereğince hesap sahipleri bankaya karşı müteselsil alacaklı durumunda olur. Banka, ortak hesap sahiplerinden birine ödemede bulunma ile diğer hesap sahibine de ödemede bulunmuş sayılır. Uygulamada hesap cüzdanına ve hesap kartonuna hesabın teselsüllü olduğu yolunda kayıt yazılması yeterli görülmektedir. Müşterek hesapların diğer bir türü de, hesap sahiplerinin müşterek imza ile para çekmeye yetkili oldukları hesaplardır. Böyle bir hesap tarzında alacaklılar tasarruf yetkilerini sınırlamış olurlar. Müşterek hesap, bir tasarruf kaydını içermiyorsa ve hesap açtıranlar, hesaptaki paradan tasarruf yetkisini birlikte veya münferiden kullanılacaklarını belirtmeden hesap açtırmışlar ise, bu durumda bölünebilir hesaptan söz edilir ve somut olayın özelliklerine göre hesap sahiplerinin eşit oranda pay sahibi olduklarının kabulü gerekir (Prof.Dr. Seza Reisoğlu, Bankalar Kanunu Şerhi, Ankara, 2002, sh 384-386 ve Prof.Dr. Ünal Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları, İstanbul, 1988, sh.330-331). Nezdindeki hesabın niteliğine uygun düşmeyen ödemelerden dolayı banka, aleyhine ödemede bulunulan hesap sahibine (veya mirasçılarına) karşı sorumludur.
Somut olayda, dosya içindeki müşterek hesap sözleşmesi içeriğinden müşterek hesabın teselsüllü olduğu, yani her bir müşterek hesap sahibinin tek başına hesaptaki tüm parayı çekme yetkisinin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili, müvekkilinin tüm birikimlerini davalı nezdinde açtığı hesapta değerlendirdiğini, bir süre sonra hesabın müvekkilinin talebi ile müşterek hesaba dönüştürüldüğünü ve müşterek hesaptaki paranın tamamının müvekkili tarafından hesaba yatırıldığını, müvekkilinin eşi tarafından açılan boşanma davasında mahkemece hesaptaki paranın ödenmemesi için tedbir kararı verildiği halde müvekkilinin eşinin hesaptaki paranın büyük bir kısmını çektiğini ve davalı bankanın aradaki sözleşmeye aykırı davranarak bloke konulmuş hesaptaki parayı ödemesi nedeniyle kusurlu olduğunu iddia ederek çekilen paranın müvekkiline ödenmesini talep etmiş, mahkemece, davaya konu olan müşterek hesabın davacı tarafından açıldığı ve hesaptaki paranın davacı tarafından yatırıldığı, davalı Banka tarafından tedbir kararına rağmen hesaptaki paranın 4/5’inin dava dışı ihbar olunana ödenmesinde davalı bankanın kusurlu olduğu kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Oysa, davacı vekilince müşterek hesaptaki paranın müvekkili tarafından yatırıldığı ve tedbir kararına rağmen davalı Banka tarafından müşterek hesap sahiplerinden ihbar olunana ödenen paranın müvekkiline verilmesi talep edilmiş olup, hesaba yatan paranın kim tarafından yatırıldığının yani hesabın evveliyatının ne olduğunun davalı Banka açısından bir önemi yoktur. Bu husus ancak müşterek hesap sahiplerine veya hesaptan parayı çekene karşı ileri sürülebilir. Davacı, davalı Bankaya karşı müşterek hesap sözleşmesine aykırılık nedenine dayalı olarak hatalı ödenen paranın kendisine değil ancak müşterek hesaba iadesini isteyebilir.
Bu itibarla, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hesabın kaynağına inilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- İhbar olunan M.. A.. vekilinin temyiz istemine gelince; bir davada kararı temyiz hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut kanunun açıkça belirttiği mercilere aittir.
Temyiz isteminde bulunan M.. A.., talebe konu davada ihbar olunan konumundadır. İhbar dilekçesinin tebliğine rağmen, davaya müdahale etmediği gibi ihbar eden tarafın temsilcisi olarak da davaya katılmamıştır. Mahkemece, aleyhine de hüküm kurulmamıştır. O halde, ihbar olunan M.. A.. vekilinin kararı temyiz etmede hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenle ihbar olunan M.. A.. vekilinin temyiz isteminin reddine, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, alınmadığı anlaşılan 123,60 TL temyiz başvuru harcı ile 27,70 TL temyiz ilam harcının ihbar olunan M.. A..’dan alınmasına, 18/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.