Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/10975 E. 2015/7509 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10975
KARAR NO : 2015/7509
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/13-2014/182

Taraflar arasında görülen davada Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/03/2014 tarih ve 2013/13-2014/182 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 02/06/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B.. Ç.. ile davalı vekili Av. N.. E.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin taşınmazının satışı konusunda dava dışı kişi ile anlaştığını, bu kişinin davalıdan konut kredisi kullandığını, taşınmazın devrinin sağlandığını, davalının uygulamaya göre krediyi satıcıya ödenmesi gerekirken ödemediğini, taşınmazı satın alan dava dışı kişiye yapılan başvurularının da sonuçsuz kaldığını, davalının eylemi sebebiyle zarara uğradıklarını ileri sürerek 70.000 TL’nın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zaman aşımı def’i ve husumet itirazında bulunarak kredi ilişkisinin tarafı olmayan davacının dava açmada hukuki yararı olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, davacının konut kredisini kullanan kişi olmadığı, dolayısıyla alacağa konu olayın kredinin çekim tarihinde doğmadığı anlaşıldığından davalının zaman aşımı itirazına itibar edilmediği, davacının kredi ilişkisine taraf olmadığı, her ne kadar konut kredilerinde kredi veren kuruluşun satıcıya doğrudan doğruya kredi ödemesini yapması talep edilmiş ise de; Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere Merkez Bankası ile Bankalar Birliği’nden alınan cevabi yazılar, aldırılan bilirkişi raporu dikkate alındığında dava konusu konut kredisinin 13/07/2007 tarihinde açıldığı, açılan 70.000,00 TL kredi bedelinin taşınmazı satan kişiye ödeneceğine dair sözleşmede bir hüküm bulunmadığı, bu yasal düzenlemenin kredinin çekim tarihinden sonra yürürlüğe giren 15/02/2008 tarih ve 68/6802-2 sayılı yönergesinde bildirildiği, davaya konu kredi sözleşme tarihi itibariyle davalının davacıya doğrudan ödeme zorunluluğunun bulunmadığına ilişkin düzenlenen bilirkişi raporunun da hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 02/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.