Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/1091 E. 2014/7942 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1091
KARAR NO : 2014/7942
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/05/2013 tarih ve 2010/44-2013/140 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkilinden habersiz müvekkilinin hesabından 31.197 TL’nin davalı şirket hesabına aktarıldığını, banka müfettişinin kontrolü sonucu bu durumun ortaya çıktığını, diğer davalı şirket temsilcisinin sunmuş olduğu ödeme planı sonucu müvekkilinin durumdan haberdar olduğunu, hesabından kullanılan paranın müvekkiline ödenmediğini belirterek 31.197 TL’nin çekim tarihinden itibaren en yüksek ticari reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davacının hesabının işleyen bir hesap olup, davacının yapılan işlemlerden haberdar olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafça talep edilen tutarın davacının mevduatında bulunan bir para niteliğinde bulunmayıp, davacı tarafça kullanılan krediye ilişkin olarak davacıya ödenen bir para olduğunu, ödeme planında davacının imzasının bulunduğunu, yine kredi borcunun davacı tarafça ödenmek suretiyle kapatıldığını, kredi borcuna karşılık davacının ipotek verdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının hesabından müvekkili şirket hesabına aktarılan bir paranın bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 2005 yılında kredi ve mevduat hesapları açtırdığı, karşılığında kendisine ait taşınmazı ipotek olarak verdiği, çeşitli tarihlerde krediler alarak bu kredileri yine çeşitli tarihlerde kapattığı, çekilen kredilerle ilgili olarak gerek kredi sözleşmelerinde gerekse kredi çekilirken imzalanan dekontlardaki imzaların davacıya ait olduğu, davalı şirket temsilcisi …’in davacının kredisinin borcunu ödemeyi taahhüt etmiş olması ve banka müdürü’nün müfettişe verdiği, davacı hesabından bir miktar paranın…’e kullandırıldığı şeklindeki ifadesinin, resmi imzalı belgeler ve davalının da bu kullandırılmayı kabul etmemesi karşısında ispatsız kaldığı, bir başka değişle, davacının başkasına verildiğini iddia ettiği parayı kendisinin aldığına dair imzaları bulunduğu ve bu imzaları da inkar etmediği, ayrıca çekilmiş olan işbu kredinin geri ödemelerinin de taksitler halinde nasıl yapılacağına ilişkin belgeyi de kendisinin imzaladığı, imzasını da inkar etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kredi sözleşmesi, geri ödeme planı vd. belgelere ilişkin olarak davacı tarafça yargılama aşamasında imza inkarında bulunulmamış olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 29/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.