YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10890
KARAR NO : 2014/20337
KARAR TARİHİ : 24.12.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2009/158-2013/171
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/07/2013 tarih ve 2009/158-2013/171 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından ithal edilirken gümrük muhafaza memurlarınca ele geçen taklit ürünlerin müvekkili marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek tecavüzün önlenmesine, ürünlere tedbiren el konulmasına, şimdilik 500,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline isnat edilen olayların 2007 yılı haziran ayında gerçekleştiğini savunarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca gümrükte ele geçen ürünlerin taklit ürünler oldukları, sıradan tüketiciler tarafından orjinallerinden ayırt edilemeyecekleri, davalının davacı tescilli markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini ürünlerinde kullanmak suretiyle marka hakkını ihlal ettiği ancak gümrükte ele geçen malların henüz iç piyasaya sürülmemiş olması nedeniyle zarar oluşmadığı gerekçesiyle davalının tescilli markaya tecavüzünün tespiti ve önlenmesine, 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/06/2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat ile itibar tazmınatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, markaya tecavüz fiilinin durdurulması, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Uyuşmazlığa konu olayda davalının, davacının markasının taklitlerini içeren ürünleri ithal etmek isterken bu mallara gümrükte el konulduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir. 556 sayılı KHK’nın 61/c maddesi uyarınca davalının bu eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği açıktır. Bu nedenle, davacının piyasadaki durumunun olumsuz yönde etkileneceği kuşkusuzdur. Mahkemenin kabulünün aksine, zararın oluşması için taklit markayı taşıyan ürünlerin piyasaya sunulması zorunlu değildir. Davalı, davacının uğrayacağı zararı karşılamak durumundadır. O halde, davacının maddi zarara uğrayacağı kabul edilip, bu
tazminata ilişkin açıklamaları da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 43,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.