Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/10856 E. 2015/7529 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10856
KARAR NO : 2015/7529
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2012/161-2014/90

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/04/2014 tarih ve 2012/161-2014/90 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 02/06/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A. T. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin medikal tanıtım sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin müvekkili şirketin davalı gerçek kişiler dahil birçok çalışanını sahip oldukları gizli bilgileri elde etmek saikiyle kendi bünyesine katmak için çalışmalarda bulunduğunu, medikal tanıtım bölümünü müvekkili şirketten ayarttığı çalışanlar ile genişlettiğini, müvekkilinin müşterilerine müvekkili ile ilgili olarak hakarete varan beyanlarda bulunup kötülediğini, davalı şirketin müvekkili şirketin müşterilerine ve potansiyel müşterileri arasında yer alan üçüncü şahıslara müvekkili şirketin “iflasa sürüklendiği”, “kalitesiz iş yaptığı”, “tüm çalışanlarının kaçmak için fırsat kolladığı”, “ekibinin tamamen dağıldığı” gibi asılsız beyanlarda bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketin medikal tanıtım sektöründe sahip olduğu k.h. ve ticari sırları ele geçirmek amacıyla hareket ederek müvekkili şirketin çalışanlarını ayarttığını, davalı gerçek kişilerin davalı şirketin müvekkili şirketten ayarttığı eski çalışanları olduğunu, eski çalışanları ayartarak müvekkili şirketin yıllardır biriktirdiği know-how ve ticari sırları ele geçirdiğini, hukuka aykırı bir şekilde elde ettiği müvekkili şirketin ticari sırlarını müvekkili şirket bünyesinde huzursuzluk yaratmak amacıyla kullandığını, hukuka aykırı bir şekilde ele geçirdiği ticari sırları üçüncü kişilere ifşa ettiğini, müvekkili şirkette kimin ne kadar maaş aldığı ticari sır kapsamında olan bir bilgi olup bu bilgilerin ifşa edilmesinin müvekkili şirketin çalışanları arasında olumsuzluklara neden olacağını, bu bilgilerin ifşa edilmesinin işyeri barışını bozacak kötüniyetli bir fiil olduğunu, müvekkili çalışanlarından müvekkili şirketçe “hangi konkurlara girildiği”, “hangi işlerin yapılmakta olduğu”, “toplantılarda ne konuşulduğu” gibi ticari sır niteliğindeki bilgilerin edinilmeye çalışıldığını, davalı gerçek kişilerin bu fiillere iştirak ettiğini, müvekkili şirkete karşı BK’nın 50. maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu olduklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla TTK’nın 56, 57/1, 2, 3, 7, 8 ve 10. maddeleri uyarınca davalıların haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespitine, vaki haksız rekabetin men’ine, haksız rekabet teşkil eden beyanların davalılarca muhataplara yeniden yazılı beyanda bulunmaları suretiyle düzeltilmesine, şimdilik 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı gerçek kişiler ve davalı şirket vekili, davacının iddialarının soyut beyanlardan ibaret olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tanıklarının beyanları görgüye dayalı somut beyanlar olmayıp, duyuma dayandığı, tanık beyanlarında davalıların davacıyı kötüleyici, küçük düşürücü ve haksız rekabet yaratan eylemlerde bulunduğunun ifade edilmediği, iddiaların tümünün aynı iş kolunda faaliyet gösteren tarafın haksız rekabet oluşturmayacak şekildeki ticari faaliyetten kaynaklanan faaliyetlerden olduğu, davacının, davalıların haksız rekabet oluşturan eylemlerini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 02/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.