Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/10768 E. 2014/20288 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10768
KARAR NO : 2014/20288
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 47. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2014
NUMARASI : 2012/195-2014/131

Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 47. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/04/2014 tarih ve 2012/195-2014/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait işyerinde 02.02.2012 tarihinde gerçekleşen soygunda dava konusu 30.02.2012 tarih ve 70.000,00 TL bedelli G..Bankası Kasımpaşa Şubesine ait, keşidecisi dava dışı A..G.. olan 0612133 çek nolu çekin çalındığını, söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/24565 hazırlık numarası ile tahkikat sonucunda iddianame düzenlenerek dava açıldığını, açılan davanın İstanbul 39.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/278 Esas numarasında derdest olduğunu, soygunda çalınan kıymetli evraklarla ilgili İstanbul 26. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/33 Esas sayılı dosyası ile çek zayi davası açıldığını ve çalınan çekler hakkında ödeme yasağı kararı verildiğini, davalının bahsi geçen davaya vermiş olduğu müdahale dilekçesi ile işbu davaya konu çekin kendisine ait olduğunu beyan ederek ödeme yasağının kaldırılmasını talep ettiğini, davanın görüldüğü mahkemece kendilerine bir hafta içinde tedbir talepli olarak davalı aleyhine istirdat davası açmak üzere süre verildiğini, kararın kendilerine 20.07.2012 tarihinde tebliğ edildiğini ve yasal süre içerisinde huzurdaki davanın ikame edildiğini, dava konusu çekin müvekkili tarafından keşideci A.. G.. ile aralarında bulunan borç/alacak ilişkisine istinaden alındığını, davalının İstanbul 26.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/33 Esas sayılı dosyasına, dava konusu çeki A..S..’dan aldığını beyan ederek bu konu ile ilgili teslim ve tesellüm belgesi sunduğunu, söz konusu belgenin 13.02.2012 tarihli olduğunu ve hırsızlık olayından sonra düzenlendiğini, hırsızlık olayından sonra keşidecinin bankaya bilgi verdiğini, davalının bu çeki alırken bankaya herhangi bir problem olup olmadığını sormamasının ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirterek, dava konusu çek hakkında tedbir kararı verilmesine, söz konusu çekin müvekkiline geri verilmesine karar verilmesine, aksi halde çek bedeli olan 70.000.00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davalının dava konusu çeki iktisabında haklı olmadığı ve haksız yere elinde bulundurduğu çekin davacıya iadesinin gerekeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 30.12.2012 keşide tarihli G Bankası Kasımpaşa Şubesine ait keşidecisi A G 0612133 çek nolu 70.000,00 TL meblağlı çekin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 6102 sayılı yasanın 792. maddesine dayalı istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup, davalının yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Anılan yasa maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı,  ister  ciro yoluyla devredilebilen  bir çek  söz konusu  olup da  hamil  hakkını  790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Mahkemece davacının çekin yetkili hamili olduğu belirlenemediği gibi, davalının sunmuş olduğu deliller hatalı değerlendirilerek davalının çeki elinde bulundurmakta haksız olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının dava konusu çeki davacıya yönelik soygun eyleminden sonra iktisap etmiş olması ve defter kaydının bulunmaması davalının cirantası ile ticari ilişkisi bulunmadığını ve davalının çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermemektedir. Bu nedenlerle ve davalının yürütülen ceza davasında sanık olmadığı da gözetilerek davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.