Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/10712 E. 2014/18417 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10712
KARAR NO : 2014/18417
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 25/03/2014

NUMARASI : 2013/149-2014/63

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/03/2014 tarih ve 2013/149-2014/63 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin taşımacılık sektörünün önde gelen şirketlerden biri olduğunu, aynı sektörde bulunan …. Turizm Seyahat A.Ş.’ne ait “…” markasının 2011 yılında müvekkili tarafından satın alındığını ve müvekkilinin 2009 24628, 2004 41500, 173438 tescil no’lu “Varan” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının “izmirliyizbiz.com” adlı internet sitesinde, müvekkilinin tescilli markalarının, firmaların ilan verdikleri veya tanıtımlarının yer aldığı ilgili sayfalarda bulunduğunu, anılan markalar kullanılmak suretiyle internet sitesinin müvekkili ile bağlantılı olduğu imajı yaratıldığını ve müvekkilinin müşteri kitlesinin aldatıldığını, bu nedenle müvekkilinin markasal hakkının tecavüze uğradığını ayrıca, dava konusu internet sitesi sahibi olan davalının müvekkilinin saygınlığı ve piyasadaki tanınmışlığından yararlanarak haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, internet sitesinde yer alan “ Varan” ibareli görsel tanıtım ve reklam unsurlarının yayınlanmasının durdurulmasına ve önlenmesine, bu suretle internet sitesinin ilgili sayfalarına erişimin engellenmesine, 556 sayılı KHK’ nın 66/b maddesi uyarınca davalının müvekkillinin markasını kullanmak suretiyle elde ettiği kazancın hesaplanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili yargılama sırasında maddi tazminata yönelik istemlerini takipsiz bıraktıklarını beyan etmiştir.

Davalı vekili, yetki ve husumet itirazında bulunmuş, müvekkilinin dava konusu sitede bölgesel rehber hizmeti sunduğunu ve herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkiline ait internet sitesine reklam olarak alındığı iddia edilen ilanın hiçbir yerinde davacının isminin geçmediğini, davacının yansıma yoluyla tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda davalının 5651 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (m) bendine göre hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten yer sağlayıcı konumunda olduğu, aynı Yasa’nın 5. maddesi uyarınca yer sağlayıcının, yer sağladığı içeriği kontrol etmek ve/veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmak ile yükümlü olmadığı, davalının internet işleticisi konumunda olup, siteye reklam veren bir kişi olmadığından, kendisine ihtar yapıldığı takdirde sorumluluğu bulunan içeriği kaldırmak ile yükümlü tutulabileceği, internet sitesinin reklamının dava dışı .. Evden Eve Nakliyat firmasına ait olup, davalının site işleticisi olduğundan hukuki sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, husumet yokluğu nedeniyle davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, internet sitesine erişimin engellenmesi, yayının durdurulması ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekominikasyon İletişim Başkanlığı’ndan gelen yazı cevabı ile davalının sitenin kendisine ait olduğu ve rehberlik hizmeti verdiğine dair beyanı göz önüne alındığında, davalının içerik sağlayıcı olduğunun kabul edilerek buna göre değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yer sağlayıcı olarak kabul edilmesi isabetli olmamıştır. Kaldı ki, mahkemece davalının yer sağlayıcı olarak kabul edilmesi halinde dahi, kusurunun bulunmaması nedeniyle manevi tazminat isteminin reddi doğru ise de, davanın açılmasının ihtar kabul edilerek tecavüzün önlenmesine karar vermek gerekirken bu talep yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.