Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/10708 E. 2014/18205 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10708
KARAR NO : 2014/18205
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada…. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.04.2014 tarih ve 2012/170-2014/74 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 19.292 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait işletmenin, … tarafından 1920 yılında faaliyete geçirildiğini, o tarihten beri “…” ve onun kısaltması olan “… Köftecisi” markalarını ve ticaret unvanını kullandığını, 1920 … markasının 2000-09030 tescil numarası ile 2000 yılında tescil ettirildiğini, markanın daha sonra … tarafından davacı şirkete devredildiğini, müvekkiline ait markanın tanınmış marka olduğunu, davalının ise, İstanbul … semtinde, müvekkiline ait işyerine çok yakın bir mesafede “…” biçiminde bir tabela kullanmaya başladığını, tabelanın müvekkiline ait tabela gibi kahverengi ve ahşap görünümlü olduğunu, ayrıca davalı tarafın işyeri binasının üst kısmındaki tabelada “nesilden nesile halkın tercihi” ibaresinin ve “tarihi” ibaresinin kullanıldığını, işyerinin duvarlarında müvekkiline ait işyeri duvarlarındaki gibi ünlü kişilerin teşekkür yazılarının asıldığını, bu yazıların bazılarının müvekkilinin işletmesindeki yazılarla aynı olduğunu, bunların internet sayfasında dahi yer aldığını, davalının tüm bu eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, marka hakkına tecavüzün durdurulmasını ve önlenmesini, 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahlisini, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan her türlü tabela, bilboard, reklam vasıtası ve her türlü tanıtım malzemesinin toplatılarak el konulmasının, işyerindeki tabela ve tanıtım vasıtalarının kaldırılmasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, … Köftecisi isminin temelinin 1966 yılına dayandığını, işletmenin, Mehmet Tezçakın ile birlikte … ve … tarafından bir aile işletmesi olarak kurulduğunu, davacıların işyerinden ayrılmak suretiyle caddenin aynı tarafında 50 metre mesafede … Köftecisi adıyla işyeri açarak, faaliyete başladığını, kök murisin torunlarından …’ın bu isimden dolayı müvekkillerinden taleple bulunması üzerine, müvekkillerinin TPE’ye başvurmak zorunda kaldıklarını ve “…” ve “…” markalarını tescil ettirdiğini, bu markaları 2005 tarihinden bu yana kullanmaya devam ettiğini, davacının isim benzerliği iddiasıyla o tarihlerde herhangi bir talepte bulunmadığını, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet kastıyla hareket etmediğini, işletmede kullandıkları ismi, işletmenin ilk kurucusunun ölümüyle, evlatlarından …’dan aldığını, davacı tarafın 5 yıl içerisinde dava açmadığını, kendisini uyarmadığını, davacının işyerinden ayrılarak müvekkilinin işyerine gelen işçilerden birisinin duvara astığı müşteri yazılarını ise derhal kaldırdıklarını, … ibaresinin özel bir isim olduğunu, kimsenin tekeline verilemeyeceğini, cami motiflerinin de herkesin ortak değeri olduğunu, nesilden nesile ibaresini 46 yıldır devam eden işletme nedeniyle kullandıklarını, davacıların markasındaki Selim Usta ibaresi nasıl ki ayırd edici ise, müvekkilinin markasındaki .. ibaresinin de aynı şekilde olduğunu, karışıklığa meydan verilmemesi için markaya ilave edildiğini, davacı tarafın iddialarının haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı ve davalının aynı mal ve hizmet sınıfında tescilli markalarının bulunduğu, davalı tarafından her ne kadar eskiye dayalı ortak kullanım savunmasında bulunulmuş ise de, davalı tarafın, davacının “…+logo” biçimindeki markası üzerinde herhangi bir kullanım yetkisinin bulunmadığı, davacı tarafça iddia edilen ve davalı tarafça da 04/12/2012 tarihli oturumda kabul edilen kullanımın “… Köftecisi” biçiminde ve davaya konu edilen kullanımdan farklı olduğu, iddia olunan eskiye dayalı ortaklığın bu markayı kapsadığının ispat edilemediği, davacının 2000 yılında tescil ettirdiği markaya karşılık davalı tarafın herhangi bir hukuki başvuruda bulunmadığı, 1920 yılında … tarafından kurulan kök işletmenin, bu kişinin 1953 yılında ölümü ile bir süre …, … ve… tarafından kullanıldıktan sonra 1964 yılında …’ın ayrıldığı, … ibaresinin, 1984 yılında ticaret siciline kaydedilen 204006-151549 sicil numaralı sicil kaydı ile birlikte davacı tarafa ait olduğu, … tarafından 2000 yılında tescil başvurusu yaptırılan 2000 09030 no’lu markanın dava tarihinden önce davacı şirkete devredildiği ve halen davacı şirket adına kayıtlı olduğu, … semtindeki köfteci dükkanı üzerinde marka hakkı sahipliğinin … dolayısıyla davacı şirkete ait bulunduğu, her ne kadar … sözcüğü bir semt adı ise de, davacı tarafın bu ibareyi köfte emtiası ve yiyecek içecek sağlanması hizmetleri sektöründe uzun yıllardır kullanmak suretiyle ayırd edici hale getirdiği, davalının bu şekildeki kullanımının 556 sayılı KHK’nın 9/1-b ve 61. maddeleri anlamında marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davalı taraf, davacının kullandığı kahverengi ahşap tabelanın, tabela üzerindeki işletme adının, binanın caddeye bakan bölümündeki önyüzün genel görünümün, binanın üst kısmındaki krem renkli tepe tabelalarının benzerlerini kullanarak, davacı tarafın yaptığı gibi işyeri duvarlarına
müşterilerin memnuniyet ve teşekkür yazılarını çerçeveletip asarak, hatta bunlardan bazılarını davacının işyerinden transfer ettiği bir işçi yardımıyla aynısını kullanarak ve bunlara internet sayfasında dahi yer vererek, davacıya ait işletme ile ciddi bir iltibas meydana getirmekle, davalının eyleminin aynı zamanda TTK’nın 58. maddesi anlamında haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kabülüne, davalının dava konusu kullanımının, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, bu tecavüzün durdurulmasına ve giderilmesine, tekrarının önlenmesine, takdire 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte, takdiren 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 536,40 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.