Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/10223 E. 2014/17950 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10223
KARAR NO : 2014/17950
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/03/2014 tarih ve 2013/2-2014/48 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin 2010/64152 sayılı “…” ibareli marka başvurusuna, müvekkilinin, kendi adına tescilli olan 2000/11152, 95/010397 sayılı “… ”ve “şekil …” unsurlu markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazlarının, TPE Markalar Dairesince ve YİDK’nun 2012-M-3298 sayılı kararıyla reddedildiğini, oysa 1992 yılından beri yayında olan …’in tanınmış bir marka olduğunu, markalardaki esaslı unsurun 101 olduğunu, hizmet sınıflarının da aynı olduğunu, dava konusu markanın müvekkil markalarıyla benzer olduğunu ve aralarında karıştırılma olasılığının bulunduğunu, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu, dava konusu başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/1 (f), 8/1 (b) ve 35. maddesi uyarınca da reddi gerektiğini ileri sürerek YİDK kararının iptaline, marka tescil edilmiş ise markanın hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili; iptali istenen YİDK kararının yerinde olduğunu, söz konusu markaların aynı/benzer olmadığını, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şahsın usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 101 ibaresinin radyo televizyon hizmetleri yönünden tanımlayıcı olduğu, radyonun yayın yaptığı dalga boyunu ifade ettiği, bu dalga boyunda yayın yapma hakkı tekelinin davacıda olmadığı, ortalama tüketici kitlesinin radyo dalga boylarını her hangi bir ticari kuruluşla doğrudan irtibatlandırmayacakları, markalar arasında görsel, sesçil ve kavramsal bir benzerlik bulunmadığı, bu sebeple markalar arasında KHK’nın 8/1 (b) m. anlamında karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, başvuru markasının KHK’nın 7/1 (f) bendinde yer alan “aldatıcı marka” niteliğinde olmadığı, markanın tanınmışlığına ve davalının kötü niyetli marka başvurusunda bulunduğuna ilişkin bir delilin de sunulmadığı, TPE YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 19/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.