Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/9692 E. 2013/23240 K. 19.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9692
KARAR NO : 2013/23240
KARAR TARİHİ : 19.12.2013

Taraflar arasında görülen davada Samsun 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/02/2013 tarih ve 2012/10-2013/43 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının dava dışı S.. T.. Malzeme ve Özel Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti’yi kurduklarını, yurt dışında olması ve tahsil hayatıyla ilgilenmesi nedeniyle müvekkilinin şirket işlerine karıştırılmadığını, şirketin kâr ve zararı ile ilgili bilgi verilmediğini, şirket müdürü olan davalının yetkilerini suistimal ettiğini, bu nedenle şirketin tasfiye sürecine girdiğini, davalının şirketi kanunsuz işlere alet etmesi nedeniyle müvekkilinin ağır ceza mahkemesinde yargılanmakta olduğunu, şirketin her yıl kâr etmesine rağmen davalının şirket kârını kendine alıkoyarak müvekkiline ödeme yapmadığını, davalının şirketin vergi borçlarını ve ticaret odası aidatlarını ödememesi nedeniyle bu borç ve cezaların müvekkiline tahakkuk ettirildiğini, davalının sebep olduğu zararlardan TTK’nın 339. maddesi uyarınca şahsen sorumlu olduğunu ileri sürerek, davalının kendi kusurları ile sebebiyet verdiği zararlarının tespitini, müvekkili aleyhine davalı lehine olan haksız mal iktibasının karşılığı olarak şimdilik 5.000 TL’nin istirdadını, şirketin vergi borçlarını ödenmediğinden müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı miktar için şimdilik 1.000 TL’nin ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, davalının idare hak ve vazifesinin tahdidini ya da nez’ini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin kötü yönetimine ilişkin iddia edilen davranışların manevi tazminatı gerektirir nitelikte haksız fiil teşkil etmedikleri, davaya konu taleplerin ortağın doğrudan zararına sebep olan eylemler olmayıp şirkete ödenmesi gereken dolaylı zararlar olduğu, bu nedenle davacının talebe konu tazminatların bizzat kendisine ödenmesini talep edemeyeceği, şirkete ödenmesinin istenmesinin gerektiği, davalının temsil yetkisinin sınırlanmasına yönelik talebin ise şirketin dava tarihinden önce tasfiyeye girmesi, tasfiye memuru olarak dava dışı bir kişinin atanması, davalının şirketi temsil etme hakkının kalmaması karşısında yerinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava diğer talepler ile birlikte mülga 6762 sayılı TTK’nın 161. maddesi uyarınca davalı şirket müdürünün idare hak ve vazifesinin nez’i talebine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, şirket tasfiye haline girmiş olsa da tüzel kişiliği ve bu bağlamda şirket müdürünün ana sözleşmeden kaynaklanan idare hak ve vazifesinin devam ettiği tabiidir. Bu nedenle, davalının müdürlükten azli şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, bu yöndeki talebin de reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.