Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/9627 E. 2013/23752 K. 30.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9627
KARAR NO : 2013/23752
KARAR TARİHİ : 30.12.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/02/2013 tarih ve 2012/68-2013/18 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Yargılamanın iadesini talep eden vekili, taraflar arasında akdedilen protokol uyarınca, bu protokolden çıkacak uyuşmazlıkların çözümünün hakem tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, karşı tarafın hakeme müracaat ederek tazminat ve alacak talebinin hakem tarafından çözümlenmesini talep ettiğini, hakemin de karar verdiğini ancak, kararın müvekkili yurt dışında ikamet edip yaşadığından annesine tebliğ edildiğini, müvekkilinin 8.1.2012 tarihinde Türkiye’ye geldiğinde bu karardan haberdar olduğunu, dava konusu kararı veren hakemin usulüne uygun olarak hakemlik görevine başlamadığını, dolayısıyla kanuna uygun olarak teşekkül etmiş bir hakem kurumunun bulunmadığını, kararın reddi gereken bir hakem tarafından verildiğini, ifadesi karara esas alınan tanıkların yalan tanıklık yaptığının sabit olduğunu, karşı tarafın hileli davranışlarda bulunduğunu ileri sürerek, HMK’nın 375/1-a,b,ç,h, madde ve bentleri uyarınca hakem kararına ilişkin yargılamanın iadesi ile kesinleşmiş hakem kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı taraf vekili, yargılamanın yenilenmesi ile ilgili kanunda belirtilen koşulların bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, hakemin davalıyı dinlemeden , davalıya tebligat yapmadan ve kendisi göz altında iken karar verdiği, bu hususun da karşı tarafın hilesinin en belirgin kanıtı olduğu, her ne kadar hakem kararlarına karşı yargılamanın iadesi nedenleri arasında hukuki dinlenilme hakkı bulunmamakta ise de, HMK’nın 375/1-h bendi uyarınca hakemin karar verdiği sırada göz altında olup, dosyaya ulaşmasının ve bu şekilde bir karar yazıp vermesinin mümkün olamayacağı, bu hususların lehine karar verilenin hilesi olduğu gerekçesiyle, talebin kabulüne ve hakem kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, karşı taraf vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, karşı taraf vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, davacı tarafın yargılamanın yenilenmesi isteminin hukuki nedenlerini, her ne kadar talep dilekçesinde “ç” bendi olarak belirtilmiş ise de, yapılan açıklamadan “e” bendine dayanıldığının ve bu hususun maddi hatadan kaynaklandığının anlaşılmasına ve bu itibarla 6100 sayılı HMK’nın 375/1- a, b, e, h bentlerine dayandırmış olmasına, mahkemece de 375/1- h bendinde belirtilen “Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması “ şeklindeki yasal düzenleme uyarınca karar verilmiş bulunmasına göre, sadece iptal hükmü ile yetinilmesi gerekirken yeniden hakem seçimine yönelik hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- 6100 sayılı HMK’nın 443. maddesinin atıfta bulunduğu 421/3 maddesinde “Tahkim sözleşmesinde hakemin veya hakem kurulunu oluşturan hakemlerin ad ve soyadları belirtilmiş ise hakemin, hakem kurulunun ya da kurulun karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin görevinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde tahkim de sona erer. “ hükmü düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, hakem taraflarca ismen belirlendiği ve mahkemece de hakemin tarafsız olamayacağı gerekçesiyle uyuşmazlığın bu hakem tarafından giderilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varıldığı halde, yukarıda anılan yasal düzenleme nazara alınmaksızın, taraflarca belirlenen hakemin bir suç isnadı ile tutuklu olması nedeniyle HMK’nın 421. maddesine göre yeniden taraflarca bir hakem seçilerek, hakem seçildiğinde dosyanın seçilen hakeme gönderilmesi yönünde karar verilmesi de doğru görülmemiş, bu nedenle de hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karşı taraf vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, karşı taraf vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın karşı taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden karşı tarafa iadesine, 30/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.