Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/7300 E. 2013/9400 K. 08.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7300
KARAR NO : 2013/9400
KARAR TARİHİ : 08.05.2013

MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/03/2012 tarih ve 2011/319-2012/132 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının 13.07.1994 tarihinde davalı banka şubesinde döviz hesabı açtırdığını, 15.09.1995 tarihi itibari ile bu hesaptaki birikiminin 4.200 CHF olduğunu, anılan mevduat için 06.12.2005 tarihinde şubece bilinen son adresine tebligat yapıldığının, tebligatın iade edildiğinin, 10 yıllık zamanaşımı süresinin 24.03.2006 tarihinde dolması nedeniyle mevduatın TC Merkez Bankası’na devredildiğinin bildirildiğini, müvekkiline mevduatın zamanaşımı süresi dolmadan en az 3 ay önce iadeli taahhütlü bir bildirimin yapılmadığını, adi posta ile gönderilen mektubun, müvekkiline ulaşmadan şubeye iade edildiğini ileri sürerek, 4.200 …(CHF) karşılığı TL’sı mevduat alacağının 15.09.1995 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, hesaba davacı tarafından sonuncusu 15.09.1995 tarihinde olmak üzere toplam 4.200,00 CHF yatırıldığını, hesap vadesiz olduğu için, faiz tahakkuk etmediğini, düzenlenen 06.12.2005 tarihli bildirim yazısının davacının bilinen en son adresine posta yolu ile gönderildiğini, ancak “adreste tanınmadığı” gerekçesi ile iade edildiğini, hesapta bulunan tüm paranın 26.03.2006 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredildiğini, Bankaların Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik’in 35. maddesinde belirtilen 3 aylık süreye uyulmamasının, mevduatın zamanaşımına uğramasına engel oluşturan bir durum olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; bankanın, davacıya bildirimi “iadeli taahhütlü” mektupla değil, adi posta yolu ile yapmak suretiyle yönetmelik hükümlerine uymadığı gerekçesiyle, 8.810,76 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyizine gelince; dava, zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile …’ye devredilen hesaptaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde 4.200 CHF (…)’nin karşılığı TL’sı mevduat alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş, mahkemece bilirkişi raporunda hesaplanan dava tarihinde 4.200 CHF’nin TL karşılığı olan 8.810,76 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmiştir. 818 Sayılı BK.’nın 83. maddesi “Mevzuu para olan borç memleket parasiyle ödenir. Akit tediye mahallinde kanuni rayici olmayan bir para üzerine varit olmuş ise akdin harfiyen icrası “aynen ödemek” kelimeleri veya buna muadil sair tabirat ile şart edilmiş olmadıkça borç vadenin hulülü günündeki rayici üzerinden memleket parasiyle ödenebilir. (Ek fıkra: 14/11/1990 – 3678/29 md.) Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmünü haiz olup, dava dilekçesinde BK.’nın 83. maddesinde belirtilen yabancı para borcunun fiili ödeme günündeki TL karşılığının ödenmesinin istendiği kabul edilmelidir. Bu suretle; mahkemece dava tarihindeki kur nazara alınarak yabancı para borcunun TL karşılığına hükmedilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Ayrıca, bilirkişi ücretinin mahkemenin ara kararına istinaden davacı vekili tarafından yatırıldığı halde mahkemece hükümde yargılama giderleri arasında gösterilmemesi yerinde görülmemiş, hükmün bu sebeple de davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin paylaştırılması hususundaki temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin paylaştırılması hususundaki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 471,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.