Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/6529 E. 2013/23313 K. 19.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6529
KARAR NO : 2013/23313
KARAR TARİHİ : 19.12.2013

MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.04.2012 tarih ve 2044/744-2012/67 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar-karşı davacılar vekili ile katılma yolu ile davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 23.01.2003 tarih 2003/01527 sayılı “Dünden Bugüne TERCÜMAN” markasının sahibi olduğunu, ancak davalılarca böyle bir hakka sahip olmadıkları halde anılan markanın kullanılıp bu isimde gazete yayınlanarak müvekkili şirketin zarara uğratıldığını, haksız bir kazanç elde edildiğini ileri sürerek, davalıların vaki tecavüzünün durdurulması ve giderilmesini, haksız rekabetin tespiti ile basım ve dağıtımının yasaklanmasını, marka hakkına tecavüz nedeniyle basılmış gazete nüshaları ve eşyalar ile bunları üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi gereçlere el konulmasını, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.00 TL maddi ve 30.000.00 TL manevi tazminatın haksız fiilin vukubulduğu 23.01.2003 tarihinden itibaren Merkez Bankası reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebinin 556 sayılı KHK’nın 66/3 maddesine göre hesaplanmasını istemiştir.
Davalılar vekili, davacı tarafça dava konusu markanın tescili için 23.01.2003 tarihinde müracaat ettiğini, ancak müvekkilince 17.01.2003 tarihinde “Dünden Bugüne TERCÜMAN” isimli gazetenin yayınlanmaya başladığını, müvekkilince yapılan ilan ve reklamlar ile bu gazetenin çıkarılacağının günler öncesinde duyurulduğunu, marka hakkının o markayı ilk olarak iş hayatında kullanana ait olduğunu, davacı tarafça bu marka ile ilgili herhangi bir faaliyette bulunulmadığını, ”Tercüman Gazetesi”nin… ailesi ile maruf hale geldiğini ve bu iki ismin bütünleştiğini markanın en son Akşam Gazetesi’ni çıkarmakta olan …’a devredildiğini, Akşam Gazetesi’nin dağıtımının durdurulup davacı tarafa devredilmesi ile bu markaların da davacıya geçtiğini; ancak en son 1993 yılında …
ve… tarafından kullanılmasından sonra davacı tarafça kullanılmadığını, sırf imtiyaz hakkını elde tutabilmek için sınırlı sayıda fasılalı basım yapıp, okuyucu kitlesiyle buluşturulmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, karşı davasında aynı gerekçeleri ileri sürerek, davacı/karşı davalıya ait 2003/01527 sayılı “Dünden Bugüne TERCÜMAN” ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 42/c maddesi gereğince hükümsüzlüğünü ve sicil kaydının terkinini, davacı/karşı davalının anılan markayı tescil ettirmek suretiyle markalar sicilini haksız yere işgal etmesinin ve müvekkili şirket aleyhine bu markaya dayanarak dava açmasının TTK’nın 56 vd. maddeleri gereğince haksız rekabet niteliğinde olduğunun hükmen tespitini, anılan markanın davacı/karşı davalı tarafından kullanılmasının önlenmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve bilirkişi raporlarına göre, “Tercüman” markalarının tek sahibinin davacı şirket olduğu, her ne kadar davacı tarafça dava konusu markanın adına tescili için 23.01.2003 tarihinde başvuru yapmış ise de “Halka ve Olaylara Tercüman” isimli gazeteyi neşre başladığı tarihin aynen davalıda olduğu gibi 17.01.2003 olduğu, 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesine göre davalının kullandığı “Dünden Bugüne Tercüman” markasının tescilinin mümkün olamayacağı, aynı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca davalılarca “Dünden Bugüne” kelimeleri ekli Tercüman markasının aynı logoda kullanılmasının karıştırılma/iltibas ihtimalini kapsadığı ve bu ihtimalin davacının markası ile ilişkili olduğu; davacı taraf Tercüman markasının sahibi olduğundan davalıların veya üçüncü kişilerin içinde “Tercüman” sözcüğü geçen bir markayı kendi adlarına tescil ettirmelerinin 556 sayılı KHK’nın 7/1-b veya 8/1-b maddeleri gereği mümkün olmadığı, bu nedenle davalıların hükümsüzlük iddialarının geçerliliğinin bulunmadığı, davalılarca 556 sayılı KHK’nın 14. maddesine göre hükümsüzlük istenebileceği ancak, dava tarihinde 23.01.2003’ten itibaren 5 yıl geçmediğinden bu açıdan da bu markanın hükümsüzlüğünün sözkonusu olamayacağı, davalıların eylemleri nedeniyle, davacının taleplerinin hukuken haklılık payının bulunduğu, dava tarihinde mevcut olan tecavüz durumunun, davalılarca 06.09.2005 tarihinde gazete isminin Bugün olarak değiştirilmesi suretiyle ortadan kalktığı, hüsnüniyet kurallarına aykırı hareket etmekten dolayı davalılarca TTK’nın 56. maddesinde yazılı haksız rekabette bulunulduğu ve davacının, TTK’nın 58 ve buna paralel 556 sayılı KHK’nın 64. maddelerine göre zararın tazminini istemesinde haklılığın mevcut olduğu, ancak burada, 556 sayılı KHK’nın uygulamasını durduran 5000 sayılı kanunun 31 ve 5187 sayılı Kanun’un 9. maddelerindeki hükmün, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümemesi nedeniyle, yasanın yürürlükte kaldığı dönem davalının kullanımının yasa gereği hukukilik kazanması nedeniyle bu dönem yönünden davacının tazminat istemekte hakkının bulunmadığı, davacı tarafın maddi tazminat isteminin Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümemesi nedeniyle, 5000 sayılı Yasa’nın 31. maddesinin yürürlükte kaldığı dönem davalının kullanımı yasa gereği hukukilik kazandığından bu dönem dışında kalan yani gazetenin yayımlandığı 17.01.2003 tarihi ile anılan yasanın resmi gazetede yayımlandığı 19.11.2003 tarihleri arasındaki dönem yönünden değerlendirilmesinin gerektiği, davada ıslahın bir kere yapılabileceği ilkesi nedeniyle davacı vekilinin maddi tazminat istemini 50.000.00 TL’ye ıslahının kabul edilmediği, davacının maddi tazminat talebi olan 10.000.00 TL’nin bilirkişi raporu kapsamında kalması nedeniyle aynen kabul edildiği, davalıların aynı eylemi ve olaylarla ilgili olarak İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2003/127 Esas sayılı davasında 17.01.2003- 05.02.2003 tarihleri arasındaki dönem yönünden manevi tazminat talebinin aynen kabul edildiği ve kararın kesinleştiği, manevi tazminatın bölünemezliği gereğince aynı ve devam eden tecavüz eylemi nedeniyle ikinci kez manevi tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle, asıl dava yönünden; davalıların, dava tarihi itibarı ile davacı taraf adına TPE’de 2003 01527 numarasıyla tescilli bulunan “Dünden bugüne tercüman” markasına ve isim hakkına 17.01.2003-19.11.2003 tarihleri itibarı ile tecavüzünün tespitine, ancak 19.11.2003 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5000 sayılı yasa ile yapılan değişiklik ile davalı tarafın kullanımı yasal hale gelmiş olup, bu tarihten sonra ve dava tarihi itibarı ile kullanımlarında yasaya aykırılık ortadan kalktığından, ayrıca davanın devamı sırasında gazetenin isim hakkının devri ve yayının durdurulması nedeniyle sair taleplerin konusu kalmadığından tecavüzün ve haksız rekabetin giderilmesi, basım ve dağıtımın yasaklanması, toplatılması ve üretimde kullanılan araç, cihaz ve makine gibi araçlara el konulmasına yönelik taleplerin reddine, maddi tazminat talebinin aynen kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın istem gibi 23.01.2003 tarihi itibarı ile reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davada ıslahın bir kere yapılabileceği ilkesi karşısında maddi tazminat isteminin ıslahı mahiyetindeki talebinin reddine; manevi tazminat isteminin reddine, hüküm özetinin ilanına; karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar-karşı davacılar vekili ile katılma yolu ile davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar-karşı davacılar vekili ile katılma yolu ile davacı-karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar-karşı davacılar vekili ile katılma yolu ile davacı-karşı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 535,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılar-karşı davacılardan alınmasına, davacı-karşı davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.