Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/6452 E. 2013/9129 K. 06.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6452
KARAR NO : 2013/9129
KARAR TARİHİ : 06.05.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Adana 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24.01.2013 tarih ve 2013/33-2013/33 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati haciz talep eden vekili, borçlulardan…İnşaat ve Mobilya San. Tic. Ltd. Şti’nin İş Bankası’ndan çektiği krediye müvekkili ile birlikte diğer borçlular … ve Tansel Karadağ’ın müteselsil kefil olduklarını, müvekkilinin taşınmazının da ipotek verildiğini, müvekkilince kredi taksitlerinin ödenmeye devam ettiğini, borçlu şirketten haber alınamadığını, tebligat yapılamadığını, asıl borçluya rücu haklarının tartışmasız olduğu gibi diğer kefillere de rücu hakkının bulunduğunu, borçluların sözleşmedeki adreslerine gönderilen ihtarnamelerin adreslerinden ayrıldıkları gerekçesiyle iade edildiğini, bugüne kadar kredi borcu için müvekkilince ödenen tutarın 583.510,70 TL’ye ulaştığını ileri sürerek borçluların mal, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, alacağın miktarının ve rücu hakkınını bulunup bulunmadığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, dolayısıyla İİK’nın 257’nci maddesinde ön görülen ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati haciz talep eden vekili temyiz etmiştir.
Dava, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca talep edilen ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Davacı, davalıların da asıl borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla borçlu oldukları krediyi, kendisinin kefil sıfatı nedeniyle ödemek zorunda kaldığını bildirerek kredi ödemesinde bulunmayan davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş ve dilekçesi ekinde de kredi sözleşmesini, borcun kendisi tarafından ödendiğine dair makbuzları ve yaptığı ödemeleri davalılardan talep ettiğine dair ihtarname suretlerini dosyaya ibraz etmiştir. Davalıların sözleşme adreslerine çıkartılan ihtarnamelerin tebliğ edilemediği
anlaşılmaktadır. Davacının, kredi borcunun kefil sıfatı ile kendisi tarafından ödendiğine dair banka yazısı ibraz ettiği ve bu nedenle de asıl borçlu ve diğer kefillere rücu hakkının doğduğu, bu suretle de İİK’nın 257’nci maddesinde gösterilen koşulların gerçekleşmiş bulunduğu gözetilerek talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati haciz isteyen alacaklı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden ihtiyati haciz talep edene (alacaklıya) iadesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.