Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/6433 E. 2013/22502 K. 10.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6433
KARAR NO : 2013/22502
KARAR TARİHİ : 10.12.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30.01.2013 tarih ve 2011/471-2013/51 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı …’nun davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, davalının ana sözleşmeye göre sermaye koyma borcunun ¼’ü olan 50.000,00 TL’yi şirketin ticaret siciline tescili tarihine kadar yerine getirmek zorunda olmasına rağmen, bu borcunu yerine getirmediğini, bu nedenle şirketin planlanan şekilde faaliyetini yürütemediğini, davalı … ile aralarında ciddi anlaşmazlıklar nedeniyle şirketin faaliyetinin tamamen durduğunu, aralarında güven ilişkisinin ortadan kalktığını, bu durumda şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesine imkan kalmadığını ileri süreke, şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Davalı … vekili, şirketin feshinde hukuki yarar bulunmadığını, davacının bu davayı açmakta haklı sebebi olmadığını, şirketin kurulduğu tarihten bu yana davacının haksız ve kötü niyetli davrandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, şirket ana sözleşmesinde ortakların müşterek imzaları ile yapabilecekleri işlemler ve münferit imza ile yapabilecekleri işlemlerin tek tek düzenlenmiş iken, davacının 06.10.2011 tarihinde vekili aracılığıyla şirketin konusunu teşkil eden iş yeri açma ve çalışma ruhsatını dava dışı üçüncü kişiye devir ettiği, davacının noterlik kanalı ile davalıya sermaye koyma borcunu yerine getirmesi için yapmış olduğu ihtarların 30.09.2011 ve 18.10.2011 tarihli olduğu, şirket konusunu üçüncü kişiye devir eden davacının davalı ortaktan sermaye koyma borcunu yerine getirmesini istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, şirketin durumunun kötüleşmesine sebep olan kişinin davacı olduğu, kusurlu olan ortağın haklı nedenlere dayanarak şirket feshini isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.