Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/6034 E. 2013/21477 K. 27.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6034
KARAR NO : 2013/21477
KARAR TARİHİ : 27.11.2013

Taraflar arasında görülen davada Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07.12.2012 tarih ve 2010/605-2012/679 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ..plakalı araç maliki olduğunu, araçta tespit edilemeyen bir nedenle yangın çıktığını ve araçta bulunan eşyaların bir kısmının yandığını, müvekkilinin malları dava dışı A.. T..Kargo Ticaret Ltd. Şti. nam ve hesabına taşıdığını, yangın nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından nakliyat sigorta poliçesine istinaden müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takibe süresinde itiraz edemediğini, müvekkilinin zararın ortaya çıkmasında herhangi bir kusurunun bulunmaması nedeniyle davalının rücu hakkının bulunmadığını, hasar miktarının davalının özel ekspertizi tarafından tek taraflı belirlendiğini, tahmini hesaplama yapıldığını, malların bir kısmının satıldığını, oysa hasar miktarının mahkemece tayin edilen bilirkişi marifetiyle tespiti zorunlu olup, davalının bu kurala riayet etmeyerek rücu hakkını yitirdiğini, müvekkilinin, sigortalının mümessili sayıldığını ve sigorta şirketinin müvekkiline rücu hakkının bulunmadığını, sigortalının müvekkiline ait araçta bulunan emtiayı sigorta ettirdiğini, davalının sigortalıya ödenen miktarın tamamı üzerinden rücu etmek suretiyle haksız icra takibi başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin aleyhine yürütülen icra takibi uyarınca davalı şirkete asıl alacak, işlemiş ve işleyen faiz ve icra masrafları itibariyle borcu bulunmadığının tespiti ile davalı aleyhine takibe konu asıl alacak üzerinden haksız takip tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile sigortalısı arasında akdedilmiş olan sigorta sözleşmesi uyarınca taşımaların gerçekleştirildiği araçların münhasıran bakımsız olmalarından kaynaklanan teknik arızalardan dolayı meydana gelen kaza ve olay nedeniyle emtiada oluşabilecek bir hasar söz konusu olduğunda sigortacının ilgili hasar tazminatını sigortalıya ödeyeceğinin ve aracın sürücüsüne veya araç sahibine karşı rücu hakkını kullanacağının öngörüldüğünü, müvekkilinin sigortalısına tazminat ödemekle tüm dava ve talep haklarına halef olduğunu, bu hakları temlik aldığını, davacının müvekkilinin sigortalısının ifa yardımcısı konumunda bulunduğunu, yangının sebebi belirlenememiş olsa da, yangının araçtaki teknik bir arızadan meydana gelip gelmediği hususunu ispat yükünün davacıda olup, davacının ağır kusurlu olduğunu, raporu düzenleyen eksperin müvekkilinin özel eksperi olmayıp, hasar için tarafsız eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliler, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davanın dayanağını oluşturan Yurtiçi Nakliyat Abonman Emtia Poliçesinin tarafı ve sigortalısı olmadığı, akdedilen sigorta poliçesi eşya taşıma sözleşmesinin sigortalı Adana Taşımacılık’ın eşya taşıma sözleşmesinin ifası sırasında gerçekleşebilecek ziya ve hasardan dolayı hukuksal sorumluluğunu sigorta ettiği, davacının alt veya ara taşıyıcı olduğu, poliçede yer alan ”sigortalının kendi unvanı veya adı altında kendisine ve alt taşıyıcılara ait ve piyasadan kiraladığı kendi sorumluluğu altındaki kamyonlarla yapacağı parsiyel yük kargo vb. emtia taşıyıcılığından eşyayı taşıma ile ilgili rizikoların gerçekleşmesi sonucu sigortalıya düşecek yasal mali mesuliyet sigortası” şeklindeki tanımlamanın davacıyı sözleşmenin tarafı veya menfaattarı haline getirmeyeceği, bu nedenle davacının alt taşıyıcı olarak maddede geçen üçüncü kişi olduğu, yangının çıkış sebebinin belirlenemediği, taşıyıcının kendi kusurundan kaynaklanmayan yangının çıkış nedeninin tespit edilememiş olmasının taşıyıcının sorumlu olmasına yol açtığı, yangın nedeninin bilinmemesinin davacının hukuksal sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, bu itibarla davacı taşıyıcının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu ve davalı sigorta şirketinin davacıya rücu hakkı bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı alt taşıyıcı, davalı ise asıl taşıyıcının sigortacısıdır. Her ne kadar davaya dayanak poliçenin nakliyat sigorta poliçesi olduğu poliçe başlığında yer almış ise de, poliçenin içeriğinden dava dışı asıl taşıyıcının davacıya yaptırdığı sigortanın bir mal sigortası olmayıp, mali mesuliyet sigortası olduğu ve davalı sigortacının davacı dahil alt taşıyıcılara ait araçları da kapsar şekilde mali mesuliyet sigortası yaptırdığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece, davacının menfi tespit isteminin kabulü gerekirken, yerinde bulunmayan yazılı gerekçelerle reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.