Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/5945 E. 2013/9192 K. 07.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5945
KARAR NO : 2013/9192
KARAR TARİHİ : 07.05.2013

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26.02.2013 tarih ve 2009/522-2009/522 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili ile davalı arasında tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin müvekkilinin sahibi olduğu … markasını kendi adına marka olarak tescil ettirdiğini, sözleşmelerin feshedilmesine rağmen davalının markayı tabelalarında ve internet sitesinde de kullandığını ileri sürerek, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, davalının ticaret unvanının ticaret sicilinden terkini talebiyle açtığı davada,dava kesinleşinceye kadar …markasının davalı şirket tarafından marka olarak her türlü tanıtıcı vasıta üzerinde kullanılmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istediğini ancak mahkemece istemin reddedildiğini ve temyizi üzerine onandığını fakat kanıt durumunda değişiklik meydana geldiğini ileri sürerek, tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemece talep doğrultusunda, davanın nitelik ve mahiyeti ile tüm dosya kapsamına göre açılan davada esas davayı çözümler şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati tedbir isteyen vekili temyiz etmiştir.İstem ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik olup, mahkemece, istemin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Oysa, geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nın 389’uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanan geçici bir hukuki korumadır. Öte yandan, 556 sayılı KHK’nın ihtiyati tedbir başlıklı 76’ıncı maddesi ” Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen türde dava açan veya açacak olan kişiler, dava konusu markanın kendi marka haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde Türkiye’de kullanılmakta olduğunu veya kullanılması için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, davanın etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.” hükmünü içermekte olup, mahkemece, ihtiyati tedbir talep edenin sunduğu yeni kanıtlar gözetilerek, istemin anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde ele alınıp denetlemeye elverişli bir şekilde değerlendirilmek ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün mümeyyiz yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.