Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/4697 E. 2013/21306 K. 25.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4697
KARAR NO : 2013/21306
KARAR TARİHİ : 25.11.2013

Taraflar arasında görülen davada Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.12.2012 tarih ve 2008/294-2012/557 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi esas dosyada davalı vekili ve birleşen dosyada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 17.220 TL’nin altında bulunduğundan HUMK’nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle tetKikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında zamana yayılan taşıma ilişkisinin mevcut olduğunu, bu ilişkiden kaynaklı 3.960,00 EURO bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediği gibi …. plakalı araçla yapılan taşımanın gümrükleme işlemlerinin geciktiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 3.690,00 EURO karşılığı 6.704,36 TL’nin davalıdan tahsiline, alacağa 27/12/2007 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yurtdışındaki alıcı tarafından müvekkili firmadan Cristmas tatilinde yapılacak satışlar için özel siparişle talep edilen beyaz greyfurt emtiası ve limon emtiasının davacıya ait … plakalı araçla gönderildiğini, ancak davacının gümrükleme işlemlerini tamamlamadan doğrudan boşaltma yerine gitmesi nedeniyle malı boşaltamadığını, bu arada Cristmas tatilinin başlaması nedeni ile gümrük yaptırma imkanının kalmadığını, 26/12/2007 tarihinde gümrükleme işlemlerini yaptıktan sonra 27/12/2007 tarihinde boşaltma yerine ulaşabildiğini, taşımanın 4 gün içinde tamamlanması gerekirken 10 gün sürdüğünü, yurtdışındaki alıcının emtiaları Cristmas tatili satışları için istediğini, tatil bittikten sonra malı satmasının mümkün olmadığını belirterek malı kabul etmediğini, bu nedenle emtiaların Budapeşte ve Bydgoszca’da zararına satıldığını, gecikmeli taşıma nedeniyle zarara neden olan davacının navlun ücreti talebinin haklı ve hukuki olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin yurtdışına sattığı narenciye ürünlerini kara yoluyla taşıma işini davalıya verdiğini, taşımanın 4 günde yapılması gerekirken 10 günde tamamlanabildiğini, gecikme nedeniyle satışının mümkün olmadığı için malların alıcı tarafından teslim alınmadığını, bu nedenle emtianın 4.300,00 EURO eksikle Budapeşte ve Prag’daki başka firmalara satıldığını, ayrıca bozulan malların ayıklanması için 460,00 EURO ödendiğini, malların Macaristan’a nakliyesi için 1.000,00 EURO, oradan da Budapeşte için 1.560,00 EURO navlun bedeli ödendiğini ileri sürerek 6.507,00 EURO zararın dava tarihinden itibaren %5 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacının üst taşıyıcı olan davalı ile yaptığı kara taşımacılığı sözleşmesi kapsamında aralarında cari hesap ilişkisi oluşturulduğu, davacı defterleri ve birleşen dava konusu fatura dışında davalı defterlerinin bir birini teyit ettiği, buna göre davalının 3.690,00 EURO borçlu bulunduğu, birleşen dosya bakımından taraflarca taşıma ücretinin 3.800,00 EURO olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, hasarın gecikmeden kaynaklandığı, taşımanın öngörülen sürede yapılamadığı ve gönderenin 6.570,00 EURO hasardan kaynaklanan zararı bulunduğu, CMR’nin 23/5 maddesi gereğince taşıyan davalının ancak navlun miktarı ölçüsünde sorumlu tutulacağı gerekçesiyle esas davanın kabulü ile 3.690,00 EURO’nun dava tarihinden itibaren yıllık %5 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 3.800,00 EURO’nun dava tarihinden itibaren yıllık %5 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, asıl dosyada davalı vekili ve birleşen dosyada davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre asıl dosyada davalı ve birleşen dosyada davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- CMR taşıması sırasında, ziya, hasar ve gecikmeden doğan sorumluluk sebeplerinin bir arada gerçekleşmesine engel bir durum sözkonusu değildir. Zira süresi içerisinde teslim edilmeyen eşyanın, aynı zamanda ziyan veya hasara uğramış olması her zaman ihtimal dahilindedir. Gecikme, ziya veya hasarın oluşmasına sebep olabileceği gibi, tam tersine ziya veya hasarda gecikmeye sebep olabilecek veya bu iki sorumluluk sebebi birbirinden tamamen bağımsız olarak gerçekleşebilecektir. İşte bu gibi durumlarda, hangi hükümlere göre taşıyıcının sorumluluğuna gidileceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Gecikme ile ziya veya hasar, birbirinden değil de, farklı nedenlerden meydana geldikleri takdirde; taşıyıcının hem gecikmeden, hem de ziya veya hasardan dolayı sorumluluğunun söz konusu olacağı tartışmasızdır. Gecikme ile ziya veya hasarın, birbirinden kaynaklanarak meydana gelmesi halinde ise taşıyıcının, hem gecikmeden, hem de ziya veya hasardan ayrı ayrı sorumlu olması gerekir. Zira hak sahibinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanan, eşyaya ve teslim süresine ilişkin olmak üzere iki menfaati bulunmaktadır. Taşıyıcı açısından da eşyanın korunması ve zamanında teslim edilmesi iki ayrı borç niteliğindedir. Bu nedenle gecikme ile ziya ve hasarın birlikte gerçekleşmesi halinde taşıyıcı aynı nedenden değil, iki farklı yükümlülüğü ihlal etmesinden dolayı sorumlu olacaktır. Gecikmeden doğan zararla kastedilen, dolaylı malvarlıksal zarar olup, bunlar, gecikme nedeniyle eşyanın piyasa değerinin düşmesi, gümrük vergilerinin artması, gönderilenin üçüncü kişilere taahhütlerini yerine getirememesi ve bu nedenle cezai şart ödemesi, böyle bir tazmin sorumluluğuyla karşı karşıya kalmamak için taşıma konusu eşyanın muadilini bir şekilde temin etmek zorunda kalması, üretim veya pazar kaybına uğraması, boşaltmada görev alacak işçilere veya eşyanın saklanacağı depoya fazla ücret ödemesi gibi, eşyanın maddi varlığını etkilemeyen, tazmini meselesi CMR m. 23/f.5’de düzenlenen ve taşıma ücretini aşmayacak olan zararlardır. Bunun yanında gecikme nedeniyle taşınmakta olan malın ziyaa veya hasara uğraması durumunda taşıyanın sorumlu olduğu maddi zarar ise, ziya veya hasar hali için öngörülmüş olan CMR m. 23/f. 1-3, 24-26 maddelerindeki yönteme göre hesaplanan zarardır. Bu açıklamalar karşısında somut olaya gelince; yukarıda belirlenen ilkeler doğrultusunda ayrı ayrı gecikme ve malın bozulması nedeniyle taşıyıcı davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, birleşen dosyada davacı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birleşen dosya davacısı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz edenler vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen dosya davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın birleşen dosya davacısı A.. T.. Ürünler İthalat İhracat San. ve Tic. A.Ş. yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.