Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/4191 E. 2013/10820 K. 24.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4191
KARAR NO : 2013/10820
KARAR TARİHİ : 24.05.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/12/2012 tarih ve 2012/283-2012/480 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/05/2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili,… Eyalet Mahkemesi tarafından verilen 15.04.2009 tarih 8 C 99/08 numaralı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen karara ilişkin dava dilekçesinin davalıya usulünce tebliğ edildiği, ancak itiraz süresi, karşı delillerin ibraz süresi gibi savunma usul ve süresiyle varsa yaptırımını içeren bir uyarının yapılmadığı, davaya konu kararı veren yabancı mahkemenin kendi usul kanununu tam olarak uygulamadığı ve davalının savunma hakkını kısıtladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosyaya sunulan 06.08.2008 tarihli tebliğ tebellüğ belgesinde, tebliğ evrakında belirtilen süre içerisinde cevap ve itirazların doğrudan yabancı mahkemeye gönderilmesi gerektiği hususunun hatırlatıldığı yazılı bulunmaktadır. Bu durumda, yabancı mahkeme kararının, davalı tarafça yasal yollara başvurulmaksızın kesinleştiği de gözetildiğinde mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.