Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/4101 E. 2013/22663 K. 11.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4101
KARAR NO : 2013/22663
KARAR TARİHİ : 11.12.2013

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.12.2012 tarih ve 2009/99-2012/283 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılar tarafından yazılan ve diğer davalı şirket tarafından basımı gerçekleştirilen “SGK (SSK) Uygulamasında Sektörel Asgari İşçilik” adlı kitapta müvekkili tarafından hazırlanan “Sigorta Müfettişleri Eğitim Notu ve Çalışma Talimatı” adlı eğitim kitabının, 2003/1 sayılı iç emrin ve tüm kurum müfettişlerine gerek basılı ve gerekse manyetik ortamda dağıtılan “Belgeli Turizm İşletmeleri, MEB’e Bağlı Özel Dershaneler, Motorlu Taşıt Sürücü Kursları, Karayoluyla Yolcu Taşımacılığı Yapan Otobüs İş yerleri ve Profesyonel Futbol Kulüpleri Genel Denetim Rehberi”nin aynen kopyalanması suretiyle müvekkilinin bu eserler üzerindeki mali haklarına tecavüz edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, FSEK’nın 68.maddesi uyarınca davalılara, diğer davalı tarafından ödenen 3.500,00 TL telif bedelinin 3 katı olan 10.500,00 TL tazminatın eserin basım tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, husumet itirazında bulunmuş, talimat, iç emir ve rehberlerin mevzuat olması nedeniyle FSEK’nın 31.maddesine göre çoğaltılması, yayılması, işlenmesi veya herhangi bir suretle bunlardan faydalanmanın serbest bırakıldığını, yine aynı Yasa’nın 34. maddesinde de eğitim ve öğretim amaçlı eserlerin meydana getirilmesinin serbest olduğunu ve iktibasın belli olacak şekilde yapılmasının esas olup, müvekkillerince bu hususa dikkat edilerek kitabın eklerine rehberlerin alındığını ve kaynakçada da gösterildiğini, müvekkilleri aleyhine yürütülen idari soruşturma neticesinde herhangi bir hukuka aykırı eylemlerinin bulunmadığının da kabul edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, mevzuat” ifadesinin FSEK’nın 31.maddesinde belirtilen düzenlemelerle sınırlı olmayıp, “gizliliği bulunmayan” yasama ve yürütme tarafından vaz’olunan ve topluma fayda sağlayacak, onları aydınlatacak bütün düzenleyici işlemleri bu kapsamda görmek gerektiği, mevzuatın yürürlüğe girmesi için mutlaka resmi gazetede ilan edilmesi zorunluluğu bulunmadığı, kanundaki tabiri “aleniyete intikal eden” şeklinde anlamak gerektiği, her iki kurum kaynağının “düzenleyici işlem” mahiyetinde mevzuat olduğu, bu itibarla davalılar tarafından meydana getirilen eserin bazı sayfalarında, davacı tarafından çıkartılan ve umumiyetle kurum müfettişlerinin denetimler sırasında yapacakları denetimin şekil ve usullerini gösteren ve tüm SGK müfettişlerine dağıtılmakla aleniyet kasbeden “tebliğ” niteliğindeki kaynak mevzuattan kısmi alıntılar yapılmasının FSEK’nın 31. maddesindeki “mevzuat” istisnası kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Mahkemece, eser sahibinin haklarına sınırlama getiren 5846 sayılı FSEK’nın 31. maddesindeki “mevzuat” kavramının kanunda sayılan düzenlemelerle sınırlandırılmaması gerektiği, yasama ve yürütme organları tarafından vaz’olunup, topluma fayda sağlayan, aydınlatıcı bütün düzenleyici işlemlerin bu madde kapsamına dahil olduğu gerekçesiyle, dava reddedilmiştir.
5846 sayılı FSEK’nın 31. maddesine göre, serbest yararlanma konusu mevzuat kanunda sayma yöntemi ile belirtilmiş ise de, resmi makamlarca kamuya duyurulması gereken mevzuat çerçevesinde değerlendirilebilecek kararlar ve bunların ekleri de bu kapsamda kabul edilmelidir. (Halil Arslanlı; Fikri Hukuk Dersleri II Fikir ve Sanat Eserleri, s.127, İst. 1954, N. Şafak Erel; Türk Fikir ve Sanat Hukuku, s.244, Ank. 2009, Mustafa Ateş; “Fikri Hukukta Eser Sahipliği”, s. 278, Adalet Yayınevi, Ank. 2003). Ancak, anılan madde uyarınca mevzuat ve içtihat olarak kabul edilemeyen, resmi makamlarca hazırlanıp yayınlanan diğer çalışma ve dökümanlar ise söz konusu istisna kapsamında değildir. Dairemizin 16.12.1999 tarih ve 5797/10400 sayılı kararında; “Bayındırlık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 180 ve 209 sayılı KHK ile verilen yetki ve görev çerçevesinde hazırlanıp yayınlanan “inşaat birim fiyatlarına esas tarifeler ve eski fiyat listelerinin FSEK’nın 31. madde anlamındaki belgelerden sayılmayacağı” kabul edilmiştir. Bu bakımdan, FSEK’nın 31. maddesi kapsamındaki “mevzuat” kavramı, ilgili resmi kurum ve kuruluşlarca hazırlanarak kamuya duyurulması gereken ve uygulayıcılar ile muhatapları bakımından da düzenleyici hükümler içeren mevzuat ile sınırlı olup, ilgili resmi organlarca yapılan uzun araştırma, çalışma ve mesleki tecrübelerin bir araya getirilmesini amaçlayan kurum içi faaliyetlerin yayınlanmasının ise anılan istisna hükmünün dışında tutulması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece görüşüne başvurulan ikinci bilirkişi heyetindeki bilirkişilerce; davalı gerçek kişiler tarafından meydana getirilen “SGK (SSK) Uygulamasında Sektörel Asgari İşçilik” adlı kitapta davacı kurum müfettişlerince hazırlanarak yayınlanan “Sigorta Müfettişleri Eğitim Notu ve Çalışma Talimatı” adlı eserden %1 oranında alıntı yapıldığı mütalaa edilmiştir. Bilirkişilerce, anılan eserin içeriğinin müfettişlere yol göstermek üzere bir rehber şeklinde hazırlandığı, içerik olarak temelde kanun, yönetmelik ve sair hükümlerin nasıl ve ne şekilde uygulanacağının gösterildiği, davacı kurumun kendi işleyiş ve uygulamaları konusunda doğru ve etkili bir şekilde yapılması amacına hizmet ettiği, ayrıca bunlara ek olarak çeşitli örnekler verilmek suretiyle eser sahiplerinin hususiyetlerinin esere aktarıldığı, pek çok yerde görüş ve önerilere de yer verildiği, bu eserin 31. madde kapsamında “mevzuat” olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla bu eserden her türlü alıntının 5846 sayılı FSEK’nın 35. maddesine uygun olacak şekilde yapılması gerektiği, davalıların salt kitabın son bölümünde kaynakça kısmında bu eseri kaynak olarak göstermelerinin FSEK’nın 35. madde hükmüne aykırılık ve usulsüz iktibas teşkil edeceği görüş ve kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.
Esasen, davacı kurum Teftiş Kurulu müfettişlerince hazırlanarak yayınlanan “Sigorta Müfettişleri Eğitim Notu ve Çalışma Talimatı” adlı eserin 5846 sayılı FSEK’in 31. maddesi anlamında “mevzuat” niteliğinde olmadığı hususu; mahkemece görüşüne başvurulan ilk bilirkişi raporunda da açıklanmış olup, aynı eserin “SUNUŞ” bölümünde de konuyla ilgisi olan herkese bir başvuru kaynağı ; teorik anlamda olduğu kadar pratikte de bu tüm ilgililerin faydalanacağı kapsamlı bir kitabın ortaya konulmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Bu durumda, bahsi geçen eserle ilgili olarak davalı gerçek kişilerce hazırlanan “SGK (SSK) uygulamasında Sektörel Asgari İşçilik” adlı kitapta bu eserin bazı bölümlerinden alıntı yapıldığı, 5846 sayılı FSEK’nın 35/son fıkrası ikinci cümlesindeki “ilim eserlerinde, iktibas hususunda kullanılan eserin ve eser sahibinin adından başka bu kısmın alındığı yer belirtilir” hükmü itibariyle, davalıların sadece kitabın kaynakça kısmında bu eserin adını belirtmiş olmalarının iktibas serbestisi içerisinde bir alıntı olarak nitelendirilemeyeceğinin dikkate alınması gerekirken, anılan eserin de 31. madde kapsamında “mevzuat” sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 11.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.