Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/3834 E. 2013/20854 K. 19.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3834
KARAR NO : 2013/20854
KARAR TARİHİ : 19.11.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 47. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.12.2012 tarih ve 2011/412-2012/231 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesinden doğan alacağının davalıdan tahsili için Rusya Federasyonu Moskova Arbitraj Mahkemesi’ne açtığı davada mahkemece, 2.366.926,97 USD ve 100.000,00 Rublenin davalıdan tahsiline karar verildiğini ileri sürerek, yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yabancı mahkeme ilamında geçen kredi sözleşmesinin müvekili tarafından hiçbir zaman imzalanmadığı gibi, müvekkilinin yabancı mahkemede yapılan yargılamadan ve verilen karardan haberdar edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yabancı mahkemece davalıya gönderilen tebligatın adresten ayrıldığından bahisle iade edildiği, tenfizi istenen karar kesinleşmiş bir karar olsa da, davalıya bizim hukukumuzda yer aldığı şekliyle tebligat yapılmadığı, aleyhine karar verilen tarafa savunma hakkı kullanma imkanı verilmemiş olması Türk kamu düzeninin müdahalesini gerektiren bir husus olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve yabancı mahkemece dava dilekçesinin taraf olduğumuz Lahey Sözleşmesine göre tebliğ edilmemiş olması dolayısıyla davalının savunma hakkının kısıtlanmış olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Dairemizce tenfiz davalarının nitelikleri itibariyle eda davası değil, tespit davası mahiyetinde kabul edilmesi nedeniyle, bu davalarda maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile davalı lehine vekalet ücretinin düzenlendiği hükmün 2. fırkarındaki “84.302,53TL avukatlık ücretinin” ibaresi çıkartılarak, yerine “1.200,00TL maktu vekalet ücretinin” ibaresi eklenerek, kararın düzeltilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.