Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/2839 E. 2013/20554 K. 14.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2839
KARAR NO : 2013/20554
KARAR TARİHİ : 14.11.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.12.2012 tarih ve 2012/188-2012/108 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait… plaka sayılı aracın şoför … sevk ve idaresindeyken, davalı … firmasına ait 16.600 kg K.benzin yükünü Irak’a götürmek üzere İskenderun Gümrük Müdürlüğü’nden yüklediğini; aracın 28/02/2007 tarihinde Habur Gümrük Müdürlüğü’nde yük eksikliği iddiasıyla zaptedildiğini; Silopi Cumhuriyet Savcılığı’nca 2007/746 nolu soruşturma açıldığını, Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23/03/2007 tarih ve 2007/397 D.iş karar nolu kararı ile aracın iadesi yönünde karar verildiğini; mahkemenin araç iadesi kararına rağmen, Özerler firmasının, yüklediği yükün yurtdışı edilmesi için işlem yapmadığını ve aracın yaklaşık 20 ay Habur Gümrük Müdürlüğü’nde beklemesine sebep olduğunu; müvekkilinin Habur’da bulunan aracını 21/10/2008 tarihinde teslim aldığını; müvekkili aracının Gümrük Müdürlüğü’ne giriş yaptığı 28/02/2007 tarihinden, aracını teslim aldığı 21/10/2008 tarihine kadar 20 aylık sürede Özerler firmasının hatası nedeniyle gümrük sahasında bekletildiğini; şoför aylığı, yol masrafları daha birçok kalemde toplanabilecek harcamalar bir araya getirildiğinde maddi kayba neden olduğunu; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilinin uğradığı manevi kayıpların telafisi için 3.000,00 TL, araçta oluşan hasar nedeniyle 2.000,00 TL zararı, … ve ailesinin kazanç kaybı için 7.000,00 TL olmak üzere, şimdilik toplam 12.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin transit rejimine tabi yükü yurt dışı edememesi nedeniyle Gümrük Vergisi, ÖTV ve KDV olmak üzere gümrükçe işlem yapıldığını ve teminattan paraya çevirme işleminin başlatıldığını; davacının kendi kusuru ile ürünü bozarak yükün yurt dışı edilememesine sebebiyet verdiğini, bu nedenle yürütülen cezai soruşturma nedeniyle araca el konulması veya tedbir kararı uygulanması nedeniyle doğacak tüm gecikmelere ve hukuki sürece katlanmak zorunda olduğunu; tüm bu işlemlerin sonucundan araç sahibi veya çalıştırdığı şoförünün sorumlu olacağını; davacının böyle bir zararı doğmuş ise şoförüne husumet yöneltmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının araçtaki yükünü başka bir araç temin edip o araca nakledinceye kadar davacı aracının gümrükte bekletildiği, davalının, davacıya araçtaki yükü geri götürmesini de davacıya bildirmediği, davacı şoförün petrol kaçakçılığı suçundan cezalandırılması ve davalının petrol yükünü ihraç edememesi nedeniyle uğradığı zarar konusunda davalı tarafça açılmış bir davanın bulunmadığı, davacı aracının Habur Gümrük Müdürlüğü’nde bekletilmesi nedeniyle bekleme ücreti, fazla zarar için de kar mahrumiyeti talep edebileceği, davacı aracının 29/06/2007-21/10/2008 tarihleri arasında 15 ay 21 gün gümrükte bekletilmesi nedeniyle hakedeceği kâr mahrumiyeti bedelinin bilirkişi raporunda alternatifli olarak hesaplanmış olup birinci hesap, Silopu–Habur Tankerler ve Kamyoncular 37 numaralı Motorlu Taşıyıcılar Koop. Başkanlığı’nın yazısı esas alınarak, ikinci hesap ise İskenderun Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı’na yazılan müzekkereye verilen cevap dikkate alınarak yapıldığı, taşıma işlerinin yoğun olarak yapıldığı ve olayın gerçekleştiği Habur Gümrük Kapısı’nın bulunduğu Silopu Kamyoncular Koop. Başkanlığı’nın verileri dikkate alınarak tazminat hesabının yapılmasının daha doğru olacağı gerekçesiyle, 1 litre benzinin 0,84 TL taşıma bedeli olduğu ve ayda 4 sefer taşıma yapılabildiği dikkate alınarak (15.000 TLx 0,084=1260×4=5.040), 5.040 TLx15 ay=75.600+21 günlük bedel (3.528,00) = 79.128,00 TL kâr mahrumiyeti sözkonusu olacağı, davacı araçtaki hasar nedeniyle 2.000,00 TL tazminat talep etmiş ise de araç hasarına ilişkin bir delil sunulmadığı, araç hasarı nedeniyle tazminat talebinin yerinde bulunmadığı, manevi tazminat talebinin de BK’nın 47. maddesindeki manevi tazminat şartlarının somut uyuşmazlıkta bulunmadığı gerekçesiyle reddine, davanın kısmen kabulü ile davacının kar mahrumiyeti nedeniyle hak kazandığı 7.000,00 TL’nin dava tarihi olan 14/01/2009 tarihinden itibaren; 72.128,00 TL’nin ise ıslah tarihi olan 14/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davacıya ait aracın taşıma yapamadığı döneme ilişkin olarak taşıma bedelinin araştırılması için İskenderun Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı’na ve Silopi-Habur Tankerler ve Kamyoncular 37 Numaralı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanlığı’na yazılan yazılara verilen cevaplara bağlı olarak bilirkişilerce alternatifli olarak yapılan hesaplamadan Silopi-Habur Tankerler ve Kamyoncular 37 Numaralı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanlığı’ndan gönderilen yazıdaki rakamlar esas alınarak yapılan hesaplamaya göre sonuca varılmıştır.Mahkemece bu konuda taşıma işlerinin yoğun olarak yapıldığı ve olayın gerçekleştiği yer olduğu gerekçesiyle birim taşıma ücreti olarak adı geçen Başkanlıkça bildirilen rakamların esas alındığı belirtilmiştir.Bu nedenle sadece açıklanan gerekçelerle sözkonusu Başkanlık rakamlarının esas alınması yerinde olmayıp, taşıma sektöründen bilirkişiler aracılığıyla, bu konuda faaliyetten davacı aracının taşıma yapamadığı dönemde elde edeceği kazancı belirlenip, sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşıma yapılmadığı döneme ilişkin elde edilebilecek tüm taşıma bedeli hesaplanmış ve mahkemece de buna karar verilmiştir.Ancak davacının bu taşıma bedelini elde edebilmesi için yapması gereken harcamalar ve giderlerin indirilmesi ile davacının gerçek kazancının hesaplanması gerekirken, tüm taşıma bedeli üzerinden davanın kabulü doğru görülmemiştir.
3-Öte yandan, dava dilekçesinde 12.000.00 TL maddi zararın tahsili istenilmiş olup, mahkemece kurulan ilk hükmün Dairemizce bozulmasından sonra dava 14/11/2012 tarihinde ıslah edilerek 72.128.00 TL maddi zarar talep olunmuştur. Ancak, 04/02/1948 tarihli 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davacı vekili tarafından bozma sonrası yargılama aşamasında ıslah edilen ve davalı tarafça da muvafakat edilmeyen ıslaha konu miktar için ıslah talebinin reddi gerekirken anılan içtihadı birleştirme kararına aykırı olarak ıslah ile artırılan miktarın da hüküm altına alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.