Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/2750 E. 2014/9335 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2750
KARAR NO : 2014/9335
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05.12.2012 tarih ve 2012/9-2012/298 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, davalı …… (İhbar Olunan) vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13.05.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …, davalı … Bank A.Ş. vekili Av…. ile ihbar olunan … vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin … 3. …t Şubesi’ne 50.000 TL mevduatını yıllık %85 faiz oranıyla vadeli mevduat olarak yatırdığını, paranın henüz vadesi gelmeden 22.12.1999 tarihinde … A.Ş. yönetimine … tarafından el konularak …’ye devredildiğini, bankacılık yapma ve mevduat toplama izni kaldırılarak önce… ile daha sonrada… ile… A.Ş’nin birleştirildiğini,… A.Ş’nin de daha sonra … Bank A.Ş’ye satıldığını, yapılan araştırmalarda davacının bankaya yatırmış olduğu mevduatının … yönetimi tarafından KKTC’de paravan olarak kurulan dava dışı … Ltd. adlı paravan banka hesabına aktarıldığının, müvekkilinin bankalara olan güveni kötüye kullanılarak ve iradesi sakatlanarak havale talimatı imzalatıldığının,bu şekilde toplanan paranın … A.Ş. yönetimi tarafından grup şirketlerine ve hayali şirketlere usulsüz kredi vermek suretiyle tüketildiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin parasının … Ltd. adlı banka hesabına aktarılmış olduğu ve mevduatların sigorta kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, alacağa paranın bankaya yattığı tarihinden vade sonuna kadar akdi faiz,vade sonundan fiili ödeme tarihine kadar ise 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesi son bendi gereğince akdi faizden az olmamak üzere temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, … ile… A.Ş. arasında imzalanan 09.08.2001 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi gereğince… A.Ş’nin külli halefiyet prensipleri çerçevesinde… A.Ş. ile devren birleştirilmesine karar verildiğini, devir tarihinden önceki döneme ilişkin açılmış ve açılacak dava, takip ve benzeri hukuki uyuşmazlıklardaki tüm sorumluluğun Hisse Devir Sözleşmesi kapsamında …’ye ait olacağının kararlaştırıldığını, bu çerçevede … Bank A.Ş. aleyhine açılmış söz konusu davanın aleyhe neticelenmesi halinde Fonun sorumluluğunun olmadığını, davacı tarafından … Ltd. aleyhine bir dava açılmadan husumetin doğrudan müvekkili bankaya yöneltilemeyeceğini, … A.Ş. ile … Ltd’nin ayrı tüzel kişiliklere sahip olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalı bankaya 22.12.1999 tarihinde el konulması nedeniyle davacının parasını geri alamadığı, hesapta toplanan paraların … A.Ş. hakim ortağı … …ve banka yöneticilerinin telkin ve yönlendirmeleriyle, …grubu şirketlere ve bankanın iştiraki olan şirketlere kredi verilerek tüketildiği,davacının parasını … Ltd’den tahsil imkanının bulunmadığı, halefiyet gereği davalı bankanın davacının mevduatını iade etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 50.000 TL’nin 17.12.1999 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bank A.Ş’den tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalı … Bank A.Ş-… (ihbar olunan) vekili temyiz etmiştir.
1-Temyiz isteminde bulunan … davada ihbar olunan konumundadır. İhbar eden tarafın temsilcisi olarak davaya katılmamıştır. Karar başlığında ihbar olunan olarak gösterilmiş, aleyhine de hüküm kurulmamıştır. Ayrıca HMK’nın 66. maddesi gereğince tahkikatın sona ermesine kadar fer’i müdahale talebinde bulunmayan …’nin fer’i müdahil sıfatı da bulunmamaktadır. O halde, ihbar olunan … vekilinin kararı temyiz etmede hukuki yararının olmadığı anlaşılmakla, ihbar olunan vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu hesabın açılmasını teşvik eden … A.Ş’nin 22.12.1999 tarihinde …’ye devir olunduğu, 26.01.2001 tarihinde ise… A.Ş. ile devren birleştirildiği, yine … ile… A.Ş. (sonraki unvanı … Bank) arasında yapılan 09.08.2001 tarihli hisse devir sözleşmesi ile külli halefiyet prensipleri çerçevesinde bu banka ile birleştirildiği, anılan sözleşmenin 6.13 maddesi uyarınca bankanın devir tarihinden önceki döneme ait olması kaydıyla, devir alan bankanın maruz kalabileceği her türlü taleplerden doğacak tüm yükümlülükten ve bunlara ilişkin olarak mahkemelere intikal etmiş bulunan dava, takip ve benzer işlemlerin sonuçlarından …’nin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, davacı alacağının, esasen fona devredilen … A.Ş’nin işlemi olduğu, somut uyuşmazlık itibariyle davalı bankanın 5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca harçtan muaf bulunduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde harçtan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davacının parasının davalı bankanın haksız fiili sonucu hakimiyetinden çıktığı havale tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü kabul edilmeli ve hükmedilecek alacağa, havale tarihi itibariyle 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine uygun şekilde temerrüt faizi yürütülmelidir. Uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklandığından alacağın avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekirken, yazılı şekilde yasal faize karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak, anılan yanlışlıkların giderilmesi yargılamanın yeniden icrasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ihbar olunan … vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … Bank A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasının 2. fıkrası hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine ”davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 742.50 TL peşin harcın isteği halinde davacıya iadesine” ibaresinin konulmasına, keza mahkeme kararının (Hüküm) bölümünün 1. fıkrasında yer alan “yasal” ibaresinin çıkarılarak yerine ”avans” ibaresinin eklenmesine hükmün düzeltilmiş işbu şekliyle ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Bank A.Ş’ye verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacı ve davalı … Bank A.Ş’ye iadesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.