YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2712
KARAR NO : 2014/9386
KARAR TARİHİ : 20.05.2014
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/11/2012 tarih ve 2011/394-2012/261 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı – karşı davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13.05.2014 günü hazır bulunan davacı – karşı davalı …A.Ş. vekilleri Av. … ile Av. … ve davalı – karşı davacı vekili Av…. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi …tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili bankadan sermaye piyasası araçları alım satımı yapan bir yatırım müşterisi olup, 8-9 Ağustos 2011 tarihlerinde yaptığı işlemler sonucu toplam 2.252.125,31 TL’lik varant alımı yaptığını ve bu varant alımı işlemleri nedeniyle 1.182,37 TL işlem komisyonu tahakkuk ettiğini, davalının imzaladığı Çerçeve Sözleşmesi hükümleri gereği hesaba yansıyan bu borcun ödenmesi için işlem yapmaması üzerine müvekkili banka tarafından davalıyla yapılan görüşmelerde müvekkili banka nezdinde oluşan risk tutarı bildirilerek ödemesinin talep edildiğini ve hesapta bulunan varantların satılacağı bilgisinin verildiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmamasına rağmen müvekkili bankaya satış yapmamasını söylediğini ve müvekkili bankanın oluşan zararı tazmin etmek için yapmaya başladığı satışları engelleme amacıyla kötü niyetli olarak gerçekleşmeyecek fiyatlara satış girdiğini, müvekkili bankanın girdiği emirlere ek olarak kıymetlerin tamamının tasfiyesi için davalının girdiği yüksek fiyatlı emirleri de aktif fiyatlara çekerek işlemlerin sonuçlandırıldığını, satış bedelinin 1.596.671,90 TL olduğunu, bu satışlar sonrasında varant alımından kaynaklı olarak davalının müvekkili bankaya bakiye borcunun 498.278,90 TL olduğunu ileri sürerek, şimdilik 498.278,90 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı bankanın kendi internet sisteminden kaynaklanan hatasının bedelini müvekkilin varantlarını satarak, parasına el koyarak müvekkile ödetme gayreti içinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş; açılan karşı davada ise müvekkilinin bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine parasına el konulan müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek, şimdilik 156.405,21 TL alacağın faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili, davalı-karşı davacının kendi parası olduğunu iddia ettiği 156.000 TL’nin haksız olarak elde ettiği alım-satım karları olduğunu ve bu bedelin müvekkili bankanın uğradığı zarardan düşüldüğünü savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı-karşı davacının 08-09 Ağustos 2011 tarihlerinde ilgili mevzuata aykırı olarak bankanın yazılım hatasından istifade suretiyle davacı banka kaynaklarını kullanarak yaptığı varant alımlarına ilişkin bedelleri mevzuatta belirlenen süre içinde ödememesinden dolayı temerrüde düştüğü, meydana gelen zararın karşılanması için banka kaynakları kullanılarak alınan bu menkul kıymetlerin davacı banka tarafından İMKB ve SPK mevzuatına uygun biçimde satılarak nakde çevrildiği, satıştan elde edilen parayla davalı-karşı davacının karşı davaya konu ettiği mevduat hesabındaki paranın düşülmesi sonucunda davacı bankanın 498.278,90 TL zararının kaldığı, SPK’nın Seri V, No:65 sayılı “Sermaye Piyasası Araçlarının Kredili Alım, Açığa Satış ve Ödünç Alma ve Verme İşlemleri Hakkında Tebliğ” hükümleri gereği meydana gelen zarardan aracı kurum müşterisi davalı-karşı davacının sorumlu olduğu, davalı-karşı davacının yazılım hatasını fark etmesine rağmen bu hatayı davacı bankaya bildirmeyip, bu hatadan istifade ile kar elde etmeye çalıştığı olayda davacı bankanın müterafik kusurunun bulunmadığı sonucuna varılarak, asıl davanın kabulü ile 498.278,90 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26.613,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı – karşı davacıdan alınmasına, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.