YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2363
KARAR NO : 2014/9387
KARAR TARİHİ : 20.05.2014
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19/11/2012 tarih ve 2011/140-2012/274 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13/05/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 15.8.2002 tarihli süresiz acentelik sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin sözleşmenin 5.maddesinde düzenlenen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkilinin sözleşme yapmaya ve prim tahsil etmeye yetkili olduğunu, ancak davalının 2002 yılından itibaren Komisyon Gider Belgesini müvekkiline tebliğ etmediğini, her ayın ilk 10 günü içinde yapılması gereken mutabakatı yapmadığını, yine müvekkilinin vekaleti kapsamında kalan işleri bizzat kendisinin yaptığını, müvekkili ile bir dizi görüşmelerin sonunda davalı tarafından 12.07.2006 itibariyle sözleşmenin fesh edildiğinin bildirildiğini, sözleşmenin 17. maddesinde düzenlenen önelsiz feshin ancak acentenin kanun, sözleşme ve talimatlara aykırı davranışında sözkonusu olacağını, davalıya bu konuda gönderilen ihtar sonrasında bu kez fesih tarihinin 14.7.2006 olarak belirtildiğini ileri sürerek, davalının önelsiz fesih hakkının bulunmadığının tesitine, müvekkili tarafından çekilen 8.8.2006 tarihli ihtarın davalıya tebliğinden bir ay sonrasında sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin saptanmasına, bu fesihten doğan tazminat haklarının saklı tutulmasına, davalının sözleşme ve çalışma esaslarına aykırılıkları ve bilgisayar kayıtlarında, poliçelerde yaptığı usulsüzlükler nedeniyle oluşan 800.000 YTL zarardan fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalması kaydıyla şimdilik, 100.000 YTL zararın faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, acentelik sözleşmesinin 12.7.2006 tarihinde sözleşmenin 17. maddesi uyarınca feshedildiğini, davacının müvekkiline 30.7.2006 tarihi itibariyle borcu olan 9.327,55 TL’yi ödemediğini, sözleşmeye aykırı davrandığını, davacının tazminat talep etme hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki 15.08.2002 tarihli Acentelik Sözleşmesi’nin, davacı acentenin müşteri portföyünde yaşanan sürekli düşüşler ve yaşanan poliçe iptalleri nedeniyle davalı … şirketi tarafından 14.07.2006 tarihinde sözleşmenin 17. maddesine dayanılarak haklı sebeple ve önelsiz olarak feshedildiği, davacının bu nedenle tazminat isteme hakkının bulunmadığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,05 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.