Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/18154 E. 2014/6786 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18154
KARAR NO : 2014/6786
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Emet Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/06/2013 tarih ve 2009/110-2013/186 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, 07.04.2009 tarihinde davalı bankanın Emet Şube Müdürlüğündeki hesabında bulunan 35.400 TL’nın telefon ve internet bankacılığı kanalı ile tanımadığı kişilerce müvekkiline ait hesaptan başka bir banka şubesine havale edildiğini, müvekkilinin hesabından 3-4 defa havale yapılmasına rağmen bu durumun müvekkiline bildirilmediğini, yapılan EFT işlemlerinin güvenlik birimlerince fark edilmesi nedeniyle müvekkiline haber verildiğini ve EFT işlemlerine bloke konulduğunu, ancak bu süre içerisinde müvekkilinin hesabından 20.000 TL’nın çekildiğini, bu olaylar nedeni ile maddi ve manevi yönden çok yıprandığını ve büyük üzüntü duyduğunu, tüm bu olaylarda davalı bankanın internet bankacılık işlemleri için gerekli güvenliği sağlayamadığını ve kusurlu bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin kullandığı telefon hattından aynı anda birden fazla sim kartın aktif hale getirilmesi ve sim kartın iki kez değiştirilmesine rağmen kendisini uyarmayan davalı GSM şirketinin de zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 20.000 TL’nın olay tarihinden itibaren en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, ayrıca 5.000 TL manevi tazminatında olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, müvekkili bankanın gerekli olan tüm güvenlik tedbirlerini aldığını, olayda davacının şifre ve parolasını koruyamaması nedeniyle kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Hizmetleri A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı bankanın beş seneden beri uygulaması mevcut olan elektronik imza sistemini kullanmadığı, davacının şifre bilgilerini başkalarına verdiği veya buna imkan sağladığı gibi hususlarının tespit edilemediği, davalı bankanın kimlik tespiti ve güvenlikte açık noktalarının bulunmaması gerektiği, aksi taktirde yetkisiz kişilerin işlemlerinin müşteriye bağlayamayacağı bu gibi olaylarda bankanın sorumlu olduğu, internet bankacılık sistemini davalı bankanın kurduğu ven son yeni teknolojiyi ihtiva eden tüm güvenlik tedbirlerinin müşterilerin tercihine bırakmadan uygulaması gerektiği, bu nedenle davalı bankanın davacının hesabından usulsüz olarak başkaları tarafından çekilen 20.000 TL için davacıya karşı sorumlu olduğu, davalı GSM şirketinin sorumluluğunu gerektirecek bir bulgunun mevcut olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 20.000 TL’nın faiziyle birlikte davalı bankadan tahsiline, şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı banka vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, sahtecilik işleminin davalı banka aleyhine gerçekleştirilmiş olmasına, davalı … Hizmetleri A.Ş. firmasının olayda kusurlu olup olmadığı hususunun davalı banka tarafından anılan davalı aleyhine açılacak davada tartışılacak olmasına göre, davalı … vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 119,00 TL temyiz başvuru harcı ile 25,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Banka’dan alınmasına, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.