Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/18137 E. 2014/6934 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18137
KARAR NO : 2014/6934
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/07/2013 tarih ve 2011/77-2013/128 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili; müvekkilinin “…” ibareli markanın … ve 27. sınıflarda sahibi olduğunu, davalı şirketin 27.04.2011 tarihinde … Yapı Fuarında … markasını sergilemek üzere çalışmalar yaptığını, böylece müvekkilinin tescilli markasına tecavüz ettiğini ileri sürerek, davalının fiillerinin önlenmesine, marka kullanımının yasaklanmasına, marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, ….000 TL manevi, ….000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline ve ihtiyati tedbir ile fuarda sergilenen ürünlere el konulmasına ve bu ürünler üzerinde müvekkiline mülkiyet hakkı tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının yolsuz tescile dayanarak ileri sürdüğü taleplerin kabul edilemeyeceğini, … markasının Polonya’da faaliyet gösteren …”…” S.A. şirketinin tescilli markası olduğunu ve … nezdinde tescil ettirildiğini, bu tescilden … korumanın 27…1999 tarihinde başladığını, müvekkili Unigen şirketinin de … şirketinin yetkili distribütörlüğünü yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin “…” ibaresini 1999 yılında … nezdinde marka olarak tescil ettirdiğini, “…” markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalının 31…2010 tarihinde sona eren distribütörlük sözleşmesi ile aralarındaki ilişkinin tamamen sona erdiğini, ancak davalı şirketin herhangi bir izin almaksızın “…” markasını kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek davalıya ait 2010/14590 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin “…” markasının Türkiye’de tescilli hak sahibi olduğunu, Türkiye’de tanınmasını sağlayanın da müvekkili olduğunu, … tescilinin davacıya bir hak vermeyeceğini savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davanın markaya tecavüzün tespiti, birleşen davanın ise markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, taraf marka ve işaretlerinin “…+şekil” den oluştuğu ve birebir aynı olduğu, markanın ilk ve asıl sahibinin …”…” S.A. olduğu, Bahardır Halıcılık ile aralarındaki distribütörlük sözleşmesinin sona ermesinden 9 ay önce markanın distribütör adına tescil edildiğini, oysa ki sözleşmede vekile marka tescil hakkı tanıyan bir hüküm olmadığı ve tipik bir kötü niyetli distribütör (vekil) tarafından tescil edilmiş tanınmış marka uyuşmazlığı bulunduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleşen hükümsüzlük davasının kabulüne ve birleşen davanın davalısı adına tescilli bulunan 2010/14590 sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlük kararının ilgili kuruma bildirilmesi ve ilanı infaza ilişkin işlemlerden olduğundan bu konuda ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı vekili temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.