Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/17605 E. 2014/18066 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17605
KARAR NO : 2014/18066
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2013
NUMARASI : 2010/11-2013/295

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/07/2013 tarih ve 2010/11-2013/295 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18/11/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. E.. Ç.., davalı asil E.. S.. ve davalı vekili Av. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 14.04.2008 tarihinde müvekkili şirkete dışarıdan müdür olarak atandığını, şirket menfaatlerine aykırı işlere girişmesi, şirket işleri hakkında bilgi vermemesi, şirkete ait evrakları gizlemesi nedeniyle davalının 11.09.2009 tarihinde azledildiğini, azilnamenin 28.09.2009 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini, daha sonra şirket hesapları üzerinde yapılan denetim üzerine davalının şirketin banka hesaplarından 304.028 TL’yi zimmetine geçirdiğinin tespit edildiğini ileri sürerek, şimdilik 50.000 TL’nin 28.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket müdürünün şirketin banka hesabından 304.028 TL’yi kendi hesabına aktardığı, bu parayı şirketin menfaatlerine uygun olarak kullandığını kanıtlayamadığı, bu paranın şirketin gizli sahibi olduğunu iddia edilen O. G..nin belirlemeleri doğrultusunda kullanıldığı savunmasının yeterli olmadığı, zira anılan kişinin şirketle ilişkisinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 50.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının tanık dinletme talebinin reddinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, davacı şirketin eski müdürü olan davalının, şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı vekili, bilirkişi raporunda müvekkili tarafından şirket hesabından çekildiği belirtilen paranın şirketin kasasına girdiğini savunmuş ve 05.02.2010 havale tarihli cevap dilekçesi ile delil olarak şirket defter ve belgelerine dayanmış ise de, söz konusu şirket kayıtları incelenmeden, bu savunmanın doğru olup olmadığı değerlendirilmeden hüküm kurulmuştur. Bu itibarla, davalının savunması doğrultusunda ek rapor aldırılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.