YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17517
KARAR NO : 2014/18559
KARAR TARİHİ : 28.11.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 47. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2009/363-2013/171
Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 47. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/09/2013 tarih ve 2009/363-2013/171 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28/11/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. Meltem Sezer dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı ile arasında 12.03.2001 tarihli acentelik sözleşmesinin ve 30.12.2002 tarihli ek sözleşmenin düzenlendiğini, ek sözleşme ile hastalık sigortalarının %20 komisyonla yapılmasının kararlaştırıldığını, ilk kez 2004/2005 dönemi için grup sağlık poliçeleri düzenlediğini, bu poliçelerin halen başka bir aracı vasıtasıyla devam ettiğini ancak kendisine sözleşmede belirlenen komisyonun ödenmediğini ileri sürerek, 60.000 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasındaki sözleşmenin müvekkilince haklı nedenle feshedildiğini, bu nedenle portföy tazminatı istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı acentenin sigortalılardan tahsil ettiği primleri zimmetine geçirdiğinin ispatı yönünden davalının herhangi bir delil sunmadığı, davacıya gönderilen fesih ve azilnamede de acentenin borcuna değil poliçelerin prim taksitlerine dayanıldığı, bu durumda davalının acentelik sözleşmesinin feshinde haklı olmadığı, davalının kayıt ve belgelerini denetime açmaması nedeni ile 2007 yılına ilişkin komisyon gider belgelerindeki branş poliçelerinin yenilendiği varsayılarak 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23/15. fıkrası uyarınca davacının 13.341,95 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, acentelik sözleşmesinin feshinde davacının herhangi bir kusurunun bulunmaması nedeni ile portföy tazminatına da hak kazandığı ve bunun da 22.598,08 TL olarak hesaplandığı, her ne kadar davacı ek sözleşme ile hastalık branşında %20 komisyon alacağı belirlendiğini ileri sürmüş ise de ilk üretim tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin %5 komisyon tahakkuk ettirdiği ve davacının da uzun yıllar boyunca itiraz etmeden bu oranı kabul ettiği, dolayısıyla grup sağlık sigortalarına dayalı eksik komisyon ödemesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 35.940,03 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı ile davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacının tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, acentelik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan portföy tazminatı ile birikmiş komisyon alacağının tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, davalının acentelik sözleşmesini fesihte haksız olduğu, dolayısıyla davacının portföy tazminatına hak kazandığı, ayrıca bakiye komisyon alacağının da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, bu davanın tarafları arasında görülen ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/36 Esas, 2009/178 Karar sayılı dosyasında, davalı sigorta şirketinin acentelik sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiği hükme bağlanmış olup artık bu hususun tartışma konusu yapılması söz konusu değildir. Bu itibarla, mahkemece, davalı sigorta şirketinin taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi karşısında acente lehine 5684 sayılı Kanun’un 23/16. maddesi uyarınca portföy tazminatına hükmedilemeyeceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-5684 sayılı Kanun’un 23/15. maddesinde, sigorta acentesinin, acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa bir süre içinde yapacağı işlerle ilgili sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği komisyona hak kazanacağı düzenlenmiştir. Mahkemece söz konusu hüküm uyarınca davacının komisyon alacağı olduğu kabul edilerek bu miktar hüküm altına alınmış ise de somut olayda davacının bu madde kapsamında herhangi bir talebi bulunmamaktadır. Davacı, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen oran üzerinden değil, daha düşük bir oran üzerinden kendisine komisyon ödendiğini ileri sürerek, sözleşmedeki orana göre hesaplanacak komisyonun tahsilini istemiş, mahkemece de eksik komisyon ödemesinin bulunmadığı tespit edilmiştir. O halde, davacı tarafça 5684 sayılı Kanun’un 23/15. maddesi uyarınca bir tazminat talebi olmamasına rağmen mahkemece talep olunmayan bir şeye hükmedilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.